Boşanma Davası Nasıl Açılır? (2025 Boşanma Davası Açma Rehberi)
Boşanma davası açmak, belirli yasal şartların sağlanmasını ve usule uygun adımların atılmasını gerektirir. 2025 yılı itibarıyla da Türkiye’de boşanma davası açma süreçleri büyük ölçüde önceki yıllarla aynıdır. Bu rehberde boşanma davası nasıl açılır sorusunu adım adım yanıtlıyor; nerede dava açılacağı, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma farkları, gerekli belgeler, yargılama aşamaları, süreç ve masraflar gibi konuları sade bir dille açıklıyoruz. Ayrıca yazının sonunda sık sorulan sorulara kısa cevaplar bulabilirsiniz.
2025 Yılında Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Bir boşanma davasını başlatmak için aşağıdaki adımlar izlenir:
- Boşanma Sebeplerini Belirleme: İlk olarak evliliği sona erdirmek isteyen taraf, boşanma sebebini belirlemelidir. Türk Medeni Kanunu’nda öngörülen genel veya özel boşanma nedenlerinden birine dayanmak gerekir (aşağıda “Boşanma Şartları” bölümünde bu sebepler listelenmiştir).
- Boşanma Türünü Seçme: Boşanma sebeplerine ve eşlerin durumuna göre davanın anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi açılacağına karar verilir. Eğer eşler ayrılık ve sonuçları konusunda (nafaka, tazminat, velayet gibi) tamamen anlaşmışlarsa anlaşmalı boşanma davası açılabilir. Aksi halde çekişmeli boşanma yoluna gidilir.
- Boşanma Dilekçesini Hazırlama: Davanın türüne uygun bir boşanma dilekçesi yazılır. Dilekçede davacı, boşanma istemini, dayandığı sebepleri ve varsa taleplerini (tazminat, nafaka, velayet vb.) açıkça belirtmelidir. Anlaşmalı boşanma dilekçesine ayrıca her iki eşin imzaladığı anlaşmalı boşanma protokolü eklenir. Çekişmeli boşanmada ise dilekçeye dayanak yapılan delillerin listesi eklenmelidir.
- Yetkili Mahkemeye Başvuru ve Harçların Ödenmesi: Hazırlanan dilekçe, yetkili aile mahkemesine verilir (ikametgâh veya son altı ay birlikte oturulan yer mahkemesi; detaylar aşağıda açıklanmıştır). Başvuru sırasında mahkemenin veznesine gerekli başvuru harcı, peşin harç ve gider avansı yatırılır. Dava açma harcı 2025 yılı için yaklaşık 2.132 TL’dir (boşanma, nafaka, velayet talepleri dahil standart harçlar toplamı). Harç ve masraflar ödendiğinde dava dosyasına bir esas numarası verilir ve boşanma davası resmen açılmış olur.
- Yargılama Sürecinin Başlaması: Boşanma davası açıldıktan sonra mahkeme dosyayı inceleyerek yargılama sürecini başlatır. Dava türüne göre dilekçelerin teatisi (karşılıklı verilmesi), duruşmalar, delil toplama ve karar aşamaları sırasıyla ilerler (rehberin devamında tüm bu aşamalar anlatılmaktadır).
Boşanma Davası Nerede Açılır? (Yetkili Mahkeme)
Türkiye’de boşanma davalarına bakmakla görevli mahkemeler Aile Mahkemeleri’dir. Boşanma davası açmak için başvurulacak yetkili mahkeme, kanunen şu iki yerden biridir:
- Eşlerden Birinin Yerleşim Yeri Mahkemesi: Eşlerden herhangi birinin ikametgâhının bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesi boşanma davasına bakmaya yetkilidir.
- Son Birlikte Oturulan Yer Mahkemesi: Eşlerin boşanma davasından önce son 6 ay boyunca birlikte oturdukları yerin Aile Mahkemesi de davaya bakmakla yetkilidir.
Yukarıdaki iki yer mahkemesinden birinde dava açılabilir. Anlaşmalı boşanma davalarında ise eşler aralarında anlaştıkları için, davayı bu iki yer dışında Türkiye’nin herhangi bir yerindeki bir Aile Mahkemesinde açmaları da mümkündür. Örneğin taraflar farklı bir şehirde (her ikisinin de ikamet ettiği yerden farklı bir yerde) anlaşmalı boşanma davası açmayı tercih edebilirler.
Not: Bazı yerlerde Aile Mahkemesi bulunmayabilir. Bu durumda, o yerlerdeki Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatıyla boşanma davasına bakmakla görevlidir. Yani ilçenizde Aile Mahkemesi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak davanızı açabilirsiniz.
Boşanma Davası Nasıl Açılır? (Genel Süreç)
Boşanma davasının açılma süreci, davanın anlaşmalı veya çekişmeli olmasına göre farklılık gösterir. Ancak her iki tür davada da izlemeniz gereken temel adımlar ve usul kuralları vardır:
- Dilekçeyle Başvuru: Boşanma davası açmak için yazılı bir dava dilekçesi hazırlanıp yukarıda belirtilen yetkili ve görevli mahkemeye sunulur. Dilekçe, davacı eş tarafından veya vekili (avukatı) aracılığıyla hazırlanabilir. Dava dilekçesinde eşlerin kimlik bilgileri, evlilik tarihleri, boşanma sebepleri ve talepler yer almalıdır. Çekişmeli davalarda dilekçeye delil listesi eklenir; anlaşmalı davalarda ise tarafların birlikte hazırladığı boşanma protokolü dilekçeye eklenir.
- Harç ve Masrafların Yatırılması: Dilekçe, adliyedeki tevzi (dağıtım) bürosuna verildiğinde, görevli memur dava için yatırılması gereken harç ve giderleri hesaplayıp bir form ile bildirir. Bu başvuru harcı, peşin harç ve gider avansı mahkeme veznesine ödenir. Harçlar; boşanma talebi, talep edilen nafaka, velayet gibi konular için sabit tutarlardır. 2025 yılı için toplam maktu harçlar yaklaşık 2.132 TL’dir. (Eğer dava dilekçesinde maddi veya manevi tazminat, çocuklar için iştirak nafakası, ziynet eşyası alacağı gibi ek talepler varsa bunlar için ayrıca nispi harçlar da hesaplanabilir. Bu durumda toplam masraf, talep edilen miktarlara göre artacaktır.) Harçların yatırılmasıyla birlikte dava açılmış sayılır ve dosya numarası alınır.
- Tensip Tutanağı (Ön İnceleme Hazırlığı): Dava açıldıktan kısa süre sonra mahkeme tarafından bir tensip zaptı (ön inceleme tutanağı) hazırlanır. Bu tutanak, her iki tarafa da tebliğ edilir ve dava sürecinin ilk adımlarını içerir. Tensip tutanağında genellikle: davalıya davacı dilekçesine cevap vermesi için süre verilmesi, tarafların ellerindeki delilleri sunmaları için süre, yatırılması gereken ek gider avansı tutarları gibi hususlar bildirilir. Ayrıca mahkeme, ilk ön inceleme duruşmasının tarih ve saatini bu tutanakla taraflara bildirir.
- Ön İnceleme Duruşması: Belirlenen ilk duruşma, ön inceleme duruşması olarak adlandırılır. Bu duruşmada mahkeme, dosya üzerinden bazı şekil şartlarını ve ilk itirazları değerlendirir. Örneğin davanın usule uygun açılıp açılmadığı, mahkemenin yetkili olup olmadığı, dava şartlarının (HMK m.114) mevcut olup olmadığı incelenir. Eğer bir eksiklik veya usule dair engel yoksa, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları netleştirilir. Taraflar artık dilekçelerinde belirtmedikleri yeni bir vakıa veya talebi ileri süremezler (bu aşamadan sonra davayı genişletme veya yeni iddia ekleme yasağı başlar). Mahkeme, ön inceleme duruşmasında varsa tarafların ilk itirazları (yetki itirazı gibi) hakkında da karar verir.
- Tahkikat (Araştırma) Aşaması: Ön inceleme tamamlandıktan sonra dava tahkikat aşamasına geçer. Bu aşamada mahkeme, boşanmaya konu olaylarla ilgili ileri sürülen tüm iddiaları araştırır. Tarafların sunduğu deliller toplanır, gerekli görülen belge ve kayıtlar kurumlardan istenir, tarafların gösterdiği tanıklar dinlenir. Çekişmeli boşanma davasında bu aşama oldukça kritiktir; zira taraflar evlilikteki kusur durumlarını ve iddialarını ispat etmeye çalışırlar. Hakim, bu süreçte sunulan delilleri serbestçe takdir eder ve değerlendirir. (Örneğin sadakatsizlik iddiası varsa mesaj kayıtları incelenebilir; fiziksel şiddet iddiası varsa darp raporları, tanık beyanları önem kazanır.)
- Hüküm (Karar) Aşaması: Tahkikat bitip tüm deliller toplandıktan sonra mahkeme, hüküm duruşması yapar. Bu genellikle son duruşmadır. Hakim, tarafların son beyanlarını aldıktan sonra davayı sonuca bağlar ve kararını açıklar. Karar genelde duruşmada kısa karar şeklinde açıklanır (örneğin “Tarafların boşanmasına, velayetin anneye verilmesine...” gibi). Daha sonra hakim, kısa kararın ayrıntılı gerekçesini yazarak gerekçeli kararı hazırlar. Gerekçeli karar, taraflara veya avukatlarına tebliğ edilir.
- İstinaf ve Temyiz Süreci: Mahkemenin boşanma kararı tebliğ edildikten sonra, tarafların kararı denetletme hakları vardır. İlk olarak bölge adliye mahkemesine (istinaf) başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurmak için kanunen 2 haftalık süre vardır (kararın tebliğinden itibaren). Bölge adliye mahkemesinin kararından sonra hala itirazı olan taraflar, Yargıtay’a (temyiz) başvurabilirler. Boşanma davalarında Yargıtay incelemesi de mümkündür ve temyiz süresi de genellikle 2 haftadır. Taraflar, gerek istinaf gerekse temyiz haklarından feragat edebilirler; örneğin anlaşmalı boşanmalarda her iki taraf da temyizden feragat dilekçesi verirse karar daha çabuk kesinleşir.
- Kararın Kesinleşmesi: Boşanma kararının istinaf ve temyiz gibi kanun yollarından geçmesi ya da bu yolların kullanılmaması sonucunda karar kesinleşir. Boşanma kararı kesinleşmeden taraflar resmi olarak evli sayılmaya devam eder. Kararın kesinleşmesiyle birlikte mahkeme, kesinleşme şerhini karara işler ve bu tarihten itibaren taraflar boşanmış kabul edilir. Nüfus müdürlüğü, kesinleşme bildirimiyle birlikte aile kütüğüne boşanma bilgisini işler ve medeni hal değişikliği resmileşir.
Yukarıdaki süreç, boşanma davasının genel gidişatını özetler. Şimdi anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarını ayrı ayrı ele alarak, dava açma usullerindeki farklılıkları inceleyelim.
Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Çekişmeli boşanma, eşler arasında boşanma konusunda anlaşmazlık bulunduğu durumlarda söz konusudur. Eğer eşlerden biri boşanmak istemiyor veya her iki taraf boşanmak istese bile nafaka, tazminat, velayet gibi konularda uzlaşma yoksa dava çekişmeli (itilaflı) şekilde yürütülür. Çekişmeli boşanma davasını genellikle eşlerden biri tek taraflı olarak açar ve diğer eş davalı konumundadır.
Çekişmeli boşanma davası açarken izlenecek adımlar ve dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:
- Dava Dilekçesinin Hazırlanması: Çekişmeli boşanma için bir boşanma dilekçesi hazırlanır. Dilekçede boşanma talebi dayandırılan hukuki sebep ile birlikte anlatılır (örn. “eşimin beni aldattığı gerekçesiyle boşanmak istiyorum” veya “evlilik birliğimiz temelinden sarsıldı, birlikte yaşamak istemiyoruz” gibi). Ayrıca dilekçede, davacı eşin talepleri ayrıntılı olarak belirtilir: Örneğin maddi ve manevi tazminat talebi, yoksulluk nafakası veya iştirak nafakası (çocuk nafakası) isteği, çocukların velayeti talebi, aile konutunun tahsisi gibi konular talep olarak yazılmalıdır. Çekişmeli davada taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları baştan bellidir, bu nedenle dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ve talepler çok önemlidir.
- Delillerin Eklenmesi: Davacı, iddialarını ispatlamak için elindeki delilleri mümkün olduğunca dava dilekçesine eklemeli veya listelenmelidir. Örneğin eşin sadakatsiz olduğunu iddia eden bir davacı, varsa fotoğraf, mesaj kaydı gibi delilleri sunmalıdır. Fiziksel şiddet iddiası varsa darp raporu, tanık isimleri belirtmelidir. Dava dilekçesine delil listesi eklenerek hangi delillerin kullanılacağı mahkemeye bildirilir. (Mahkeme sürecinde de delil sunmak mümkündür ancak en başta sunulan deliller davanın güçlü başlaması açısından kritiktir.)
- Yetkili Mahkemeye Başvuru: Çekişmeli boşanma davası, yukarıda belirtildiği gibi eşlerden birinin yerleşim yerindeki veya eşlerin son altı ay birlikte oturdukları yerdeki Aile Mahkemesi’nde açılır. Davacı eş, hazırladığı dilekçeyi ilgili mahkemeye verir ve harçları yatırır. Böylece dava açılır.
- Yargılama Stratejisi: Çekişmeli davalarda hakimin takdir yetkisi oldukça geniştir; hakim, sunulan deliller ve beyanlar ışığında kusur değerlendirmesi yapacaktır. Bu nedenle davanın hazırlık aşaması çok önemlidir. Taraflar ve avukatları, davanın başında sağlam bir strateji belirlemelidir. Özellikle dilekçelerin teatisi aşamasında (karşılıklı dilekçelerin verildiği başlangıç sürecinde) tüm iddia ve taleplerini açıkça ortaya koymalıdırlar. Çünkü belli bir aşamadan sonra (ön inceleme duruşmasından sonra) yeni bir iddia veya talep eklemek kural olarak yasaktır.
Önemli: Çekişmeli davada iddianın genişletilmesi yasağı bulunduğundan, taraflar davanın başında hangi konularda talepte bulunacaklarsa bunu dilekçelerinde belirtmelidir. Örneğin ilk dilekçede tazminat talep edilmezse, sonradan tazminat istenmesi mümkün olmayabilir. Aynı şekilde çocukla kişisel ilişki düzenlenmesini istemeyi unutmak ileride hak kaybına yol açabilir.
- Duruşmalar ve İspat: Çekişmeli boşanma davanız açıldıktan sonra karşı taraf dilekçeye cevabını verir ve mahkeme duruşmalara başlar. Her duruşmada tarafların avukatları (veya kendileri) hazır bulunarak iddialarını desteklemek üzere tanıklarını dinletir, karşı tarafın tanıklarına sorular sorar ve eksik kalan delillerin toplanmasını talep ederler. Örneğin banka kayıtları, tapu kayıtları, telefon dökümleri gerekli ise mahkeme bunların getirtilebilmesi için ara kararlar alır.
- Hakimin Kararı: Tüm deliller toplandıktan ve tanık beyanları alındıktan sonra hakim, boşanma talebini ve yan talepleri değerlendirmeye alır. Hakim, tarafların kusur durumunu takdir eder ve hangi tarafın iddia ve taleplerinin haklı olduğuna kanaat getirirse o yönde hüküm kurar. Örneğin hakim, eşlerden birinin tamamen kusurlu olduğuna karar verirse boşanmaya hükmedebilir ve kusursuz veya az kusurlu eş lehine tazminat ödenmesine karar verebilir. Yine çocuğun velayeti, nafaka miktarları gibi konularda hakimin takdiri son karar metnine yansır.
- Kararın Kesinleşmesi: Mahkeme, çekişmeli boşanmada kararını verdikten sonra gerekçeli kararı taraflara tebliğ eder. Taraflar bu kararı istinaf ve temyiz aşamalarına taşıyarak itiraz edebilirler. Tüm kanun yolları tüketilip karar kesinleştiğinde boşanma hukuken gerçekleşmiş olur. Bu kesinleşmiş karar ile birlikte taraflar “boşanmış” statüsüne geçer, nüfusta medeni hal değişikliği yapılır. Kesinleşen karara bizatihi “nihai karar” denilir.
Çekişmeli boşanma davasında dikkat edilmesi gerekenler: Bu süreç ortalama olarak birkaç duruşma sürdüğü için (5-6 celse civarı, yaklaşık 1 – 1.5 yıl sürebilir) sabırlı olmak gerekir. Davayı ilk açan taraf, karşı tarafın kusurunu ispat etmekle yükümlüdür. Eğer davalı da karşı boşanma davası (karşı dava) açarsa süreçte her iki dava birleştirilerek görülür; bu durumda davayı ilk açan tarafın usulen bir avantajı olabilir (dilekçeleri ilk veren taraf 3 dilekçe hakkına sahipken, karşı dava açan 2 dilekçe hakkına sahiptir). Ancak bunun dışında davayı önce açmak, esasa ilişkin otomatik bir avantaj sağlamaz; mahkeme yine kusur ve delil durumuna göre karar verir. Çekişmeli davalarda mutlaka kanıtlanabilir ve hukuken geçerli bir boşanma nedeni olmalıdır. Örneğin sırf “eşimi artık sevmiyorum” çekişmeli boşanma için yeterli değildir; dayanak olabilecek somut bir sebep (örn. terk, şiddet, aldatma, vb.) bulunmalıdır.
Çekişmeli Boşanma Sebepleri (Hukuki Nedenler)
Türk Medeni Kanunu’na göre çekişmeli (anlaşmasız) boşanma davası açılabilecek özel boşanma sebepleri şunlardır:
- Zina (Aldatma): Eşlerden biri evlilik birliği devam ederken zina ederse (eşini aldatırsa) diğer eş boşanma davası açabilir. Zina nedeniyle dava açma hakkı, aldatma olayı öğrenildikten sonra 6 ay ve olayın üzerinden en fazla 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (Yani eş zina ettiğini öğrendikten sonra 6 ay içinde dava açmazsa bu sebebe dayanma hakkını kaybeder. Zina fiilinin üzerinden 5 yıl geçerse, sonradan öğrense bile dava açma hakkı düşer.)
- Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Muamele: Eşlerden biri diğerinin hayatına kasteder (öldürmeye teşebbüs ederse) veya ona karşı çok kötü davranışlarda bulunursa ya da ağır derecede onur kırıcı hakaret, aşağılama gibi davranışlar sergilerse, bu nedenlere dayanılarak boşanma davası açılabilir. Bu sebeplerde de 6 ay ve 5 yıl kuralı geçerlidir (eş, olayı öğrenince 6 ay içinde dava açmalı, en geç olaydan 5 yıl içinde dava açılmazsa hak düşer).
- Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşlerden biri, diğerini toplum içinde küçük düşürecek ağır bir suç işlerse (örneğin yüz kızartıcı bir suç) veya haysiyetsiz bir hayat sürerse (örneğin sürekli illegal faaliyetlerde bulunup toplumda kötü şöhret kazanmışsa), diğer eş bu sebeplere dayanarak her zaman (zamanaşımı olmaksızın) boşanma davası açabilir.
- Terk: Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğer eşi terk ederse veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmezse bu da bir boşanma sebebidir. Terk nedeniyle dava açılabilmesi için terk durumunun en az 6 ay sürmesi ve bu süreçte terk eden eşe hakim veya noter kanalıyla eve dön ihtarı yapılmasına rağmen ihtarın üzerinden 2 ay geçmesine rağmen eve dönülmemesi gerekir. (Kısaca, toplamda en az 8 ay ayrı kalma söz konusudur.) Ayrıca, eşi evden zorla uzaklaştırmak, evden kovmak da hukuken terk sayılır ve terk edilen eş bu yolla dava açabilir.
- Akıl Hastalığı: Eşlerden biri evlilik sırasında akıl hastalığına yakalanır ve bu hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilirse, diğer eş bu durum sebebiyle boşanma davası açabilir. (Burada akıl hastalığı yüzünden evlilikten beklenen faydanın kalmaması ve diğer eş için çekilmez hale gelmesi gerekir. Örneğin ileri derecede şizofreni raporu gibi.)
- Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik): Yukarıdaki özel sebepler dışında, kanunda genel boşanma sebebi olarak düzenlenen ve en sık kullanılan madde, TMK m.166/1’deki “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” halidir. Eşler arasındaki geçimsizlik öyle bir noktaya gelir ki ortak hayatı devam ettirmeleri beklenemez hale gelirse, taraflardan biri şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açabilir. Hakim, gerçekten evlilik birliğinin onarılamaz biçimde sarsıldığına kanaat getirirse boşanmaya karar verir. (Bu sebep için genellikle belirli bir olay şartı yoktur; sürekli geçimsizlik, ilgisizlik, sevginin bitmesi, güvenin sarsılması gibi çeşitli olgular bu kapsamda değerlendirilebilir.)
- Fiili Ayrılık (Üç Yıl Ayrı Yaşama): Eğer bir boşanma davası daha önce açılmış ve reddedilmişse, red kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl boyunca eşler yeniden bir araya gel(e)memişlerse, bu süre sonunda yeniden dava açıldığında hakim evlilik birliğinin fiilen de sona erdiğini kabul edip boşanmaya karar verebilir. Bu, önceki davanın reddi sonrası fiilen ayrı yaşama durumudur.
Yukarıdaki özel sebeplerden herhangi birine veya genel “şiddetli geçimsizlik” nedenine dayanarak çekişmeli boşanma davası açılabilir. Çekişmeli boşanmada herhangi bir evlilik süresi şartı yoktur – evlendikten bir gün sonra bile ortaya çıkan bir haklı sebep varsa dava açılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, boşanma davasının kabulü için karşı tarafın az da olsa kusurunun bulunması gerekir. Eğer davalı eş tamamen kusursuz ise ve boşanmayı istemiyorsa (örneğin tüm kusur davacıda ise), hakim davayı reddedebilir.
Çekişmeli Boşanma Davası Kaç Celsede Biter?
Çekişmeli boşanma davalarında duruşma sayısı ve süresi, davanın karmaşıklığına göre değişir. Ortalama bir çekişmeli boşanma davası 5-6 duruşmada karara çıkabilir. Bu da yaklaşık 1 yıl ile 1,5 yıl arasında bir süre demektir. Ancak bazı çekişmeli davalar 10 ayda sonuçlanabileceği gibi, tarafların çok sayıda tanık dinletmesi, delillerin toplanmasının uzun sürmesi veya dosyanın yoğunluğu nedeniyle 3 yıla kadar uzayan davalar da olabilmektedir. Ayrıca taraflar istinaf ve temyiz yoluna başvurursa, davanın kesinleşme süresi daha da uzar (bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay incelemesiyle birlikte +1-2 yıl daha eklenebilir).
Adalet Bakanlığı’nın “Yargıda Hedef Süre” uygulamasında boşanma davaları için hedef süre 300 gün (yaklaşık 10 ay) olarak belirlenmiştir. Ancak pratikte, özellikle büyük şehirlerdeki mahkemelerin iş yüküne bağlı olarak çekişmeli davalar çoğu zaman bu süreyi aşmaktadır. Bu süreçte tarafların sabırlı olması ve mümkünse hukuki bir destek alarak prosedürleri doğru takip etmesi önemlidir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Anlaşmalı boşanma, eşlerin evliliği sona erdirme ve bunun sonuçları konusunda tam bir mutabakata vardıkları durumlarda söz konusu olur. Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesine göre, evlilik en az 1 yıl sürmüşse ve eşler birlikte mahkemeye başvurup boşanmak istediklerini beyan ederlerse, hakim bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe oluştuğuna kanaat getirirse anlaşmalı olarak boşanmaya hükmedebilir. Anlaşmalı boşanma davasını eşler birlikte açabilir; genelde bir eş davacı, diğeri davalı olarak gösterilir ama aslında her iki taraf da önceden anlaşmıştır.
2025 yılında anlaşmalı boşanma davası açmak için şartlar ve izlenecek adımlar şöyle özetlenebilir:
- Evlilik Süresi Şartı: Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekir. Bir yıldan kısa süren evliliklerde, taraflar anlaşmış olsalar bile kanunen anlaşmalı boşanma yapılamaz; bu durumda çekişmeli (kusur sayılan bir sebebe dayalı) dava açılmalıdır. (Örneğin evlilik 6 aylık ise anlaşmalı boşanma hükümleri uygulanamaz.)
- Tam Mutabakat: Eşlerin boşanma konusunda ve boşanmanın bütün sonuçları üzerinde tam olarak anlaşmış olmaları gerekir. Bu anlaşma; çocukların velayeti, çocuk ve/veya eş için nafaka miktarları, maddi manevi tazminat talepleri, kişisel eşyalar ve mal paylaşımı, aile konutunun durumu, hatta varsa ortak evcil hayvanın kimin yanında kalacağı gibi tüm hususları kapsamalıdır. Hiçbir noktada ihtilaf kalmamalıdır. Eşler aralarında anlaşıp bu konuları yazılı hale getirerek bir Anlaşmalı Boşanma Protokolü hazırlamalıdır.
- Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Hazırlanması: Protokol, evliliğin sona ermesinin hukuki sonuçlarını düzenleyen belgedir. Kanunen, hakim bu protokolü uygun bulursa aynen kararına geçirir. Bu nedenle protokolün dikkatli hazırlanması çok önemlidir. Protokolde en az şu konular yer almalıdır:
- Çocukların durumu: Ortak çocuklar varsa velayetinin kime verileceği, diğer ebeveyn ile kişisel ilişki (görüşme) düzenlemesi ve çocuklar için ödenecek iştirak nafakası miktarı.
- Nafaka: Boşanma sonrası maddi olarak zorluk yaşayacak eş için yoksulluk nafakası öngörülüp öngörülmediği; öngörülüyorsa miktarı ve ödeme şekli. (Ayrıca nafaka artış oranı gibi hususların da protokolde belirtilmesi ileride çıkabilecek uyuşmazlıkları önler. Örneğin protokolde nafakanın her yıl TÜFE oranında artacağı kararlaştırılabilir.)
- Tazminat: Eşlerden biri diğerine göre daha fazla kusurlu ise ve kusursuz/az kusurlu eşin boşanma nedeniyle menfaati zedelenmişse, maddi tazminat miktarı protokolde belirtilir. Yine boşanma olayları nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın talebi varsa manevi tazminat miktarı yazılır.
- Mal paylaşımı: Eşlerin ortak malları ve borçları konusunda nasıl anlaşmaya vardıkları protokole yazılır. (Anlaşmalı boşanma davasında hakime mal paylaşımı konusunda karar verilmez, ama taraflar aralarında bu konuyu çözmüş olabilirler. Örneğin “Taraflar birbirinden mal rejimi alacağı talep etmeyeceklerdir.” gibi bir cümle konulabilir.)
- Diğer hususlar: Tarafların soyadı kullanımı konusunda anlaşması (örneğin kadın evlenmeden önceki soyadına dönecek mi, yoksa kocanın soyadını taşımaya devam etmek istiyor mu – bu mümkün olabilir ama kocanın rızası ve hakimin onayı gerekir), aile konutu şerhi varsa bunun kaldırılması gibi özel durumlar da protokolde yer alabilir.
Protokol her iki eş tarafından okunup imzalanmalıdır (ıslak imzalı olmalı). Her sayfanın imzalanması tavsiye edilir. Protokol, dava açılırken mahkemeye sunulacaktır.
- Dava Dilekçesinin Verilmesi: Taraflar, anlaşmalı boşanma protokolü ile birlikte bir boşanma dilekçesi hazırlarlar. Genellikle pratikte eşler tek bir dilekçe verip birlikte imzalamak yerine, eşlerden biri davacı diğerini davalı olarak gösteren bir dilekçe sunar; diğer eş de protokolde ve duruşmada bu dilekçeyi kabul ettiğini beyan eder. (Tek bir dilekçeyi iki tarafın imzalaması da teorik olarak mümkündür.) Dilekçede, “Taraflar anlaşmalı olarak boşanmak istemektedir, ekli protokol uyarınca boşanmaya karar verilmesini talep ediyoruz.” şeklinde talepler yer alır. Bu dilekçe de yetkili Aile Mahkemesi’ne sunulur ve gerekli harçlar ödenir. Not: Anlaşmalı boşanmada yetki bakımından esneklik vardır; taraflar Türkiye’nin herhangi bir yerindeki Aile Mahkemesi’nde davayı açabilirler (genellikle ikametgâhın bulunduğu yerde açılır ama zorunlu değildir).
- Mahkeme ve Duruşma: Mahkeme, anlaşmalı boşanma dilekçesini alır almaz genellikle hızlı bir şekilde (çoğu zaman 1-2 ay içinde, hatta bazı bölgelerde birkaç hafta içinde) duruşma günü verir. Anlaşmalı boşanma duruşması çok kritik bir aşamadır: Kanun gereği her iki eşin de duruşmaya bizzat katılması ve hakimin huzurunda boşanma isteklerini ve protokoldeki şartları kabul ettiklerini sözlü olarak beyan etmeleri gerekir. Hakim, duruşmada eşlere protokole uyup uymadıklarını, boşanma kararını özgür iradeleriyle alıp almadıklarını sorar ve genellikle kısa birkaç soru ile durumu tespit eder. Eşler hiçbir baskı altında olmadan boşanmak istediklerini teyit ederlerse hakim aynı duruşmada (tek celsede) boşanma kararı verebilir.
- Kararın Kesinleşmesi: Anlaşmalı boşanma davalarında çoğu zaman karar kısa duruşmada hemen açıklanır ve taraflar duruşmadan çıkar çıkmaz fiilen yollarını ayırabilirler. Ancak hukuken boşanmanın tamamlanması için kararın kesinleşmesi gerekir. Gerekçeli karar yazılıp taraflara tebliğ edilir; tebliğden itibaren taraflar 2 hafta içinde istinaf kanun yoluna gidebilirler. Anlaşmalı boşanmada genellikle taraflar istinaf ve temyiz haklarından feragat ettiğinden veya bu süreyi bekleyip başvuru yapmadığından, ortalama 1 ay içinde karar kesinleşir. Kararın kesinleşmesiyle nüfus müdürlüğüne bildirim yapılır ve evlilik birliği resmi olarak sona erer.
Anlaşmalı boşanmada avukat yardımı: Her ne kadar anlaşmalı boşanmalar daha kısa ve basit görünse de, bir boşanma avukatı desteği almak süreci hızlandırabilir ve hataları önleyebilir. Özellikle protokolün hazırlanması aşamasında deneyimli bir avukat önemli detayları atlamamanızı sağlar. Örneğin kimi protokollerde nafaka artış oranı belirtilmediği için ileride tekrar dava açmak gerekebiliyor; bu tür teknik noktaları avukatlar öngörerek protokole ekler. Taraflar anlaşsa bile hukuki prosedürlerin doğru yürütülmesi için avukat desteği faydalıdır (aşağıda “Boşanma Avukatına Başvurmalı mıyım?” bölümünde detaylı değinilmiştir). Not: Anlaşmalı boşanmada her iki taraf aynı avukatla temsil edilemez. Yani bir avukat iki eşin birden vekili olamaz; bu bir çıkar çatışması kabul edilir. Uygulamada genelde taraflar tek bir avukat tutmayı tercih ederse, avukat sadece davacı veya davalı taraftan birini temsil eder, diğer eş duruşmaya kendisi katılır (ya da o da ayrı bir avukat tutar).
Anlaşmalı Boşanma Şartları Nelerdir?
Özetle, anlaşmalı boşanma davası açabilmek için gereken şartlar şunlardır:
- Evlilik Süresi: Nikah tarihinden itibaren en az 1 yıl geçmiş olmalıdır. (1 yıldan kısa evliliklerde anlaşmalı boşanma yapılamaz.)
- Ortak İrade: Eşlerden her ikisi de boşanmayı istiyor olmalıdır ve bunu mahkemede serbest iradeleriyle beyan etmelidir. (Hiçbirinin iradesi baskı altında olmamalı.)
- Mutabakat: Eşler, boşanmanın tüm hukuki sonuçları konusunda anlaşmaya varmış olmalıdır. (Nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı vb. her konuda uzlaşma sağlanmış olmalı, ihtilaflı tek bir mesele kalmamalıdır.)
- Protokol: Taraflar aralarındaki anlaşmayı yazılı hale getirip imzalamalıdır. Anlaşmalı boşanma protokolü her iki eş tarafından imzalanmış olarak mahkemeye sunulmalıdır.
Bu şartlar mevcutsa anlaşmalı boşanma davası açılabilir ve genellikle çok hızlı sonuçlanır.
Anlaşmalı Boşanma Tek Celsede Biter mi, Ne Kadar Sürer?
Evet, anlaşmalı boşanma davaları çoğunlukla tek celsede (tek duruşmada) sonuçlanır. Hatta usulüne uygun hazırlanmış bir protokol ve eksiksiz evrak ile, hakim tarafların anlaşmasını uygun bulursa ilk duruşmada boşanmaya karar verir. Mahkemenin iş yoğunluğuna göre değişebilmekle birlikte, 2025 yılında anlaşmalı boşanma davaları ortalama 2-3 hafta ile 1 ay arasında kesinleşmektedir. Karar duruşmada verildikten sonra temyiz süresinin geçmesiyle birlikte boşanma resmileşir. Deneyimli bir avukat desteğiyle bu süre bazı yerlerde 10 güne kadar indirilebilmektedir.
Unutulmaması gereken nokta, tek celsede boşanmak için her şeyin usulüne uygun hazırlanmış olması ve tarafların duruşmaya mutlaka katılması gereğidir. Eğer taraflardan biri duruşmaya gelmezse veya hakim protokolü yetersiz bulursa anlaşmalı boşanma gerçekleşmez; dava çekişmeliye dönebilir veya reddedilebilir. Bu nedenle evrakları tam hazırlamak ve gereken şartları sağlamak önem taşır.
Çekişmeli ve Anlaşmalı Boşanma Arasındaki Farklar
Her iki boşanma türünün temel farklarını şöyle özetleyebiliriz:
- Evlilik Süresi Şartı: Anlaşmalı boşanma için evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır. Çekişmeli boşanma için böyle bir süre şartı yoktur; evlilik bir günü bile sürmüş olsa haklı bir sebep varsa çekişmeli dava açılabilir.
- Boşanma Sebepleri: Anlaşmalı boşanma, kanunda belirtilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması (şiddetli geçimsizlik) sebebine dayalı özel bir durumdur ve esasen taraflar arası mutabakata dayanır. Çekişmeli boşanma ise Türk Medeni Kanunu’nda Madde 161-166 arasında sayılan özel veya genel boşanma sebeplerine dayanır (zina, terk, hayata kast, onur kırıcı davranış, akıl hastalığı, şiddetli geçimsizlik gibi).
- Dava Dilekçesi Ekleri: Anlaşmalı boşanma dilekçesine tarafların anlaşmasını gösteren protokol eklenir. Çekişmeli boşanma dilekçesine ise ileri sürülen iddiaları kanıtlamaya yarayan delil ve belge listesi eklenir.
- Tarafların Duruşmaya Katılımı: Anlaşmalı boşanmada her iki eş de duruşmaya çıkmalı ve hakim huzurunda protokolü onayladıklarını söylemelidir. Çekişmeli boşanmada ise tarafların duruşmalara katılması zorunlu değildir; avukatları onları temsil edebilir. (Özellikle çekişmeli süreçte taraflar duruşmaya gelmese de avukatlarla süreç ilerleyebilir, ancak mahkeme gerekli görürse tarafları dinlemek isteyebilir.)
- Davanın Süresi: Anlaşmalı boşanma davaları genelde tek celsede biter ve karar kısa sürede kesinleşir (yaklaşık 1 ay içinde). Çekişmeli boşanma davaları ise birden çok duruşma gerektirir ve ortalama 1 – 1.5 yılda sonuçlanır; eğer istinaf ve temyiz yoluna gidilirse kesinleşmesi 2-3 yılı bulabilir.
- Hükmün Kapsamı: Anlaşmalı boşanmada tarafların hazırladığı protokol, hakim tarafından uygun bulunursa karar metnine aynen geçirilir. Yani tarafların aralarında kararlaştırdığı nafaka, tazminat, velayet gibi hükümler genellikle mahkeme kararı haline gelir. Çekişmeli boşanmada ise hakim, kusur durumunu belirler ve tarafların talep ettiği tüm konular hakkında kendi takdirine göre karar verir. (Örneğin tazminata hak kazanılıp kazanılmadığına, nafaka miktarlarına, velayetin kimde olacağına hakim karar verir; tarafların istemediği bir şeye de hükmedilebilir, örneğin talep olmasa bile çocuk için nafakaya karar verilebilir çünkü kamu düzenine ilişkindir.)
- Masraflar ve Süreç: Anlaşmalı boşanmada süreç daha kısa olduğu için yargılama giderleri ve emek daha azdır; çekişmeli boşanmada ise birden fazla duruşma, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporları vs. olabileceği için daha fazla masraf ve çaba gerekebilir. Bu durum, tutulacak avukatın emeğini ve ücretini de etkiler (çekişmeli davalarda avukatlık ücreti genelde daha yüksek olur, çünkü iş yükü fazladır).
Özetle, anlaşmalı boşanma eşler için daha hızlı, ekonomik ve stres düzeyi düşük bir yoldur ancak bunun için tam bir anlaşma sağlanması şarttır. En ufak bir anlaşmazlık varsa çekişmeli yola gidilmesi gerekir ve çekişmeli süreç daha uzun, masraflı ve çekişmeli geçer.
Boşanma Avukatına Başvurmalı mıyım?
Boşanma davası açmak için bir avukat tutmak zorunlu değildir. Kanunen herkes kendi davasını açıp yürütebilir. Yani eşler, boşanma dilekçesini kendileri hazırlayıp mahkemeye verebilir ve duruşmalara kendileri katılabilirler. Ancak bir avukatın hukuki desteği olmadan dava yürütmek, özellikle çekişmeli boşanmalarda, hak kayıplarına yol açabilir.
Bir boşanma avukatı tutmanın faydaları ve dikkat edilmesi gerekenler şöyledir:
- Usul Kurallarına Uyum: Boşanma davası, niteliği itibarıyla bir hukuk yargılaması olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) kurallarına tabidir. Dilekçelerin verilme süreleri, delil sunma usulleri, itiraz hakkı, temyiz prosedürü gibi birçok teknik konu vardır. Hukuki eğitim almamış kişiler için bu usul kurallarına tam uymak zor olabilir. Avukat, tüm bu süre ve şekil şartlarını takip ederek davanın usulen sağlam ilerlemesini sağlar.
- Hakların Korunması: Özellikle çekişmeli boşanmalarda, nafaka, tazminat, mal paylaşımı, velayet gibi konularda hak kaybına uğramamak için yasal hakların bilinmesi gerekir. Örneğin hangi hallerde maddi-manevi tazminat istenebileceği, nafaka miktarının neye göre belirlendiği, mal rejimi taleplerinin nasıl ileri sürüleceği gibi konularda bir avukat, müvekkilinin lehine olabilecek tüm argümanları gündeme getirecektir.
- Delillerin Toplanması: Avukatlar, müvekkillerinin iddialarını ispatlamak için hangi delillere ihtiyaç olduğunu belirleyip bunların mahkemeye sunulmasını veya ilgili kurumlardan celbini sağlar. Örneğin telefon kayıtları, kamera görüntüleri, banka hesap dökümleri, tapu kayıtları gibi delillerin nasıl isteneceğini bilirler. Kendi başına dava yürüten biri bu konularda zorluk yaşayabilir.
- Strateji ve Müzakere: İyi bir boşanma avukatı, dava başlamadan önce durumunuzu analiz edip en uygun stratejiyi belirler. Gerekirse karşı tarafla anlaşma zemini arar (uzlaşma veya arabuluculuk gibi) ya da tam tersi, müvekkilinin çıkarını maksimize etmek için agresif bir dava taktiği izler. Tecrübeli bir avukat, karşı tarafın hamlelerini önceden öngörüp önlem alabilir.
- Anlaşmalı Boşanmada Teknik Detaylar: Anlaşmalı boşanma görünürde basit olsa da protokol hazırlanırken bazı teknik detaylar vardır. Örneğin protokolde nafaka artış oranı belirtilmemişse, ileride enflasyon karşısında nafakanın erimesi sorunu çıkar ve ayrı bir nafaka artırım davası açmak gerekebilir. Nitekim uygulamada mahkeme, tarafların anlaştığı bir protokol nafaka artışı içermese bile onaylamak durumundadır (hakim kendiliğinden “bu protokolde nafaka artışı yok, ekleyin” diyemez). Sonrasında nafaka alan taraf mağdur olmasın diye yine dava açmak zorunda kalabilir. Bu ve benzeri eksikleri en başta önlemek gerekir. Bir avukat, protokolü hem yasalara uygun hem de müvekkilinin menfaatini koruyacak şekilde hazırlar.
- Hız ve Kolaylık: Avukat tutmak, özellikle hukuki işlemlere uzak kişiler için büyük kolaylıktır. Vekaletname verdiğinizde, avukat sizin adınıza dilekçeleri hazırlar, mahkemeye sunar, duruşmalara girer, tebligatları takip eder. Siz sadece gerekli belgeleri sağlarsınız ve anlaşmalı boşanmalarda tek bir duruşmaya katılmanız yeterli olur. Çekişmeli davalarda bile çoğu duruşmaya avukatınız girer, sizin sürekli mahkemeye gitmeniz gerekmez.
- Ücretsiz Avukat İmkanı: Maddi durumu iyi olmayanlar için de hak kaybı yaşamamaları adına hukuki yardım yolları vardır. Örneğin baroların adli yardım büroları, gerekli şartları sağlayan kişilere ücretsiz avukat atayabilirler. İstanbul Barosu, geçimini sağlayacak durumda olmadığını belgeleyen kişilere boşanma davası için ücretsiz avukat desteği sunabilmektedir. Bu yolla, ekonomik imkansızlık avukatsız kalmaya neden olmaz.
Özetle, boşanma davasını avukat olmadan açmak ve yürütmek mümkün olsa da, bir uzmanın rehberliği, hem sürecin daha sağlıklı işlemesini hem de haklarınızın tam olarak korunmasını sağlayacaktır. Özellikle çekişmeli boşanmalarda hukuki temsil şiddetle tavsiye edilir. Anlaşmalı boşanmalarda da prosedür hızlı ilerlediğinden, avukat yardımı almak hata yapma riskini en aza indirir.
Boşanma Nasıl Olur? (Mahkeme Kararı ve Sonrası)
Boşanma davasının sonunda mahkeme, evliliğin sona erdirilip erdirilmeyeceğine ve boşanmanın ferîlerine (ek sonuçlarına) karar verir. Peki boşanma kararı nasıl verilir ve ne zaman kesinleşir? Bu süreci adım adım açıklayalım:
- Mahkemenin Karar Aşaması: Davanın son duruşmasında hakim boşanma talebini kabul ederse, öncelikle duruşmada kısa karar denilen özet bir karar açıklar. Örneğin “Tarafların boşanmasına, müşterek çocuk Ayşe’nin velayetinin anneye verilmesine, davalı babanın aylık ... TL iştirak nafakası ödemesine…” şeklinde kısa karar okunur. Bu aşamada taraflar resmi olarak hemen boşanmış sayılmaz; kısa kararın yazılı gerekçeli karara dönüşmesi beklenir.
- Gerekçeli Karar: Hakim, duruşmadan sonra (genellikle 30 gün içinde) boşanma hükmünün ayrıntılı gerekçesini kaleme alır. Gerekçeli karar, her iki tarafın ileri sürdüğü iddiaları, sunulan delillerin değerlendirmesini ve hukuki dayanakları içerir. Kararda, boşanmanın hangi sebebe dayandığı, tarafların kusur durumları ve bunun sonuca etkisi açıklanır. Ayrıca varsa hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının gerekçeleri belirtilir.
- Kararın Tebliği: Gerekçeli karar tamamlanınca mahkeme kalemi bu kararı taraflara tebliğe çıkarır. Karar, tarafların kendilerine veya vekillerine tebligat yoluyla gönderilir. Tebliğ tarihi, temyiz/istinaf sürelerinin başlaması açısından önemlidir.
- İstinaf ve Temyiz Süreleri: Gerekçeli karar tarafınıza ulaştıktan sonra, eğer kararda hatalı bulduğunuz veya itiraz etmek istediğiniz hususlar varsa 2 hafta (14 gün) içinde kararı istinaf edebilirsiniz (bölge adliye mahkemesine başvurabilirsiniz). İstinaf mahkemesi (bölge adliye) dosyayı inceleyip hukuka uygunluk denetimi yapar; bazı durumlarda duruşma açıp tanıkları yeniden dinleyebilir veya yeni delil kabul edebilir. Bölge adliye mahkemesinin kararından memnun olmayan taraflar da kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’a temyiz başvurusu yapabilir. (Unutulmamalı ki, anlaşmalı boşanmalarda genellikle taraflar bu yolları kullanmaz, feragat ederler; çekişmeli davalarda ise özellikle kusur ve tazminat konularında sıklıkla istinaf/temyiz yoluna gidilir.)
- Kararın Kesinleşmesi: Taraflar istinaf veya temyiz yoluna başvurmaz ya da başvurup sonucu alındıktan sonra karar onanırsa, boşanma kararı kesinleşir. Kesinleşme tarihi, boşanma hükmünün hukuken etkili olduğu tarihtir. Örneğin kararı hiçbir taraf temyiz etmeyip 14 günlük süre dolmuşsa, 15. gün karar kesinleşmiş sayılır. Ya da Yargıtay onama kararı verdiyse, onama kararının tebliğiyle kesinleşme gerçekleşir. Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte mahkeme, kesinleşme şerhini düzenleyerek nüfus müdürlüğüne bildirir.
- Nüfus Kaydının Güncellenmesi: Karar kesinleştikten sonra taraflar artık resmen boşanmıştır. Mahkeme kararı ilgili nüfus birimine gönderilir ve tarafların nüfus kayıtlarındaki medeni durumları “Evli”den “Boşanmış”a çevrilir. Kadın evlendikten sonra kocasının soyadını almışsa, boşanmayla birlikte kanunen bekarlık soyadına geri döner. (Eğer kadın, kocasının soyadını taşımaya devam etmek istiyorsa bunu boşanma sırasında hakimden talep etmiş ve hakimde bunu uygun görmüş olmalıdır; aksi takdirde otomatik olarak eski soyadını alır.)
- Boşanma Sonrası Hukuki Durum: Boşanma kesinleştikten sonra her iki taraf da artık birbirinden bağımsız bireyler haline gelir. Boşanan kadın, kanunen 300 gün içinde başka biriyle evlenemez (iddet müddeti) – fakat isterse aile mahkemesine başvurup bu süreyi kaldırabilir (özellikle hamile olmadığını doktor raporuyla ispat ederek). Boşanan eşlerin yeniden bir araya gelip evlilik birliğini kurmaları da mümkündür; ancak bunun için tekrar resmi nikah yapmaları gerekir, çünkü boşanma ile önceki evlilik hukuken bitmiştir.
Boşanma Davası Açmak İstiyorum, Ne Yapmalıyım?
Eğer eşinize boşanma davası açmaya karar verdiyseniz, süreci sağlıklı bir şekilde başlatmak için şu adımları takip edebilirsiniz:
- Boşanma Türünü Belirleyin: Öncelikle davanızı çekişmeli mi yoksa anlaşmalı mı açacağınıza karar verin. Eşinizle konuşarak ayrılık konularında uzlaşma ihtimalini değerlendirin. Şayet eşiniz de boşanmayı kabul ediyor ve nafaka, tazminat, velayet gibi tüm konularda anlaşmaya varabiliyorsanız, anlaşmalı boşanma çok daha hızlı olacaktır. Ancak eşiniz boşanmak istemiyorsa veya bu konularda anlaşamıyorsanız çekişmeli boşanma davası açmanız gerekecek.
- Avukatla mı Avukatsız mı Olacağınıza Karar Verin: Bir diğer önemli adım, davayı bir avukatla yürütüp yürütmeyeceğinize karar vermektir. Maddi durumunuz elveriyorsa ve özellikle çekişmeli bir süreç olacaksa bir boşanma avukatı tutmanız tavsiye edilir. Avukat, dilekçenizi hazırlayacak, prosedürü takip edecek ve haklarınızı koruyacaktır. Eğer avukat tutmak istemiyorsanız, davanızı kendiniz de açabilirsiniz – ancak bu durumda hukuki süreci iyice araştırıp öğrenmeniz faydalı olur (HMK ve TMK hükümlerine hakim olmalısınız).
- Dava Dilekçesini Hazırlayın: Avukat tutmadıysanız, boşanma dava dilekçenizi kendiniz hazırlamanız gerekir. Dilekçede boşanma isteminizi, boşanma sebebinizi ve taleplerinizi açıkça yazın. Özellikle maddi-manevi tazminat istiyorsanız miktar belirtin, nafaka talep ediyorsanız kimin için ne kadar istediğinizi ekleyin, çocuklar varsa velayet talebinizi ve diğer ebeveynin çocukla görüşme koşullarını belirtin. Çekişmeli boşanmada delillerinizi listeleyin; anlaşmalı boşanmada ise karşılıklı anlaştığınız şartları ayrıca protokole yazacağınızdan, dilekçede kısaca bahsetmeniz yeterli olabilir.
- (Anlaşmalı Boşanmada) Protokol Hazırlayın: Eşinizle her konuda anlaştıysanız, anlaşmalı boşanma protokolü hazırlamalısınız. Bu protokolü birlikte yazarak her iki tarafın da imzalaması gerekir. Protokolde nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi her hususta anlaşma sağlandığını açıkça belirtin. Protokol iki nüsha olarak hazırlanır ve mahkemeye sunulur.
- Gerekli Belgeleri Tamamlayın: Dava açarken dilekçenizle birlikte bazı evrakları da yanınızda bulundurun. Kimlik fotokopiniz, varsa avukatınızın vekâletnamesi, çekişmeli dava ise ileri sürdüğünüz iddiaları destekleyen belge örnekleri (örn. hastane raporu, mesaj kayıtları vs.) yanınızda olsun. Anlaşmalı boşanmada eşinizin de kimlik fotokopisini ve birlikte imzaladığınız protokolü getirin.
- Dava Açma (Mahkemeye Başvuru): Tüm belgeler hazır olduğunda, bağlı bulunduğunuz adliyedeki tevzi bürosuna gidin (genelde büyük adliyelerde “dava açma” için yönlendirme olur). Dilekçenizi tevzi memuruna verin. Memur, dilekçenize göre davanın türünü ve yatırmanız gereken harç miktarlarını hesaplayacaktır. Size bir ödeme fişi verilecek; bununla adliye içinde vezneye gidip harçlarınızı ve gider avansını yatırın. (Harç ödemesi genelde peşin yapılır, nakit veya bazen kredi kartı da geçebilir.) Ödeme yapıldıktan sonra makbuzla tekrar tevzi memuruna dönersiniz. Memur ödemenizi sistemde onaylayıp davanıza bir esas numarası atar ve hangi mahkemeye düştüğünü (örneğin “İstanbul 5. Aile Mahkemesi, Esas No: 2025/XXX”) size bildirir. Artık dava açılmıştır.
- Dava Sürecini Takip Edin: Davanız açıldıktan sonra adliyeden ayrılmadan önce mahkemenizin kalemine uğrayıp dosyanız hakkında bilgi alabilirsiniz. Mahkeme, tensip tutanağını hazırladığında size tebligat gelecektir. Bu tebligatta ilk duruşma tarihi ve yapılması gerekenler yazar. Bu süreçte gelen tebligat ve çağrıları takip etmek çok önemlidir. (E-devlet üzerindeki UYAP Vatandaş portalından da davanızı takip edebilirsiniz.) Çekişmeli davalarda karşı tarafın cevap dilekçesine süresinde cevap vermeyi, mahkemenin istediği gider avanslarını süresinde yatırmayı unutmayın. Kendi açtığınız davayı sıkı takip etmelisiniz ki bir hak kaybı olmasın.
- Duruşmalara Hazırlıklı Olun: Avukatınız yoksa duruşmalara kendiniz gireceksiniz demektir. Mahkemede saygılı ve net bir şekilde hakime taleplerinizi yineleyin, soruları varsa yanıtlayın. Çekişmeli dava ise tanıklarınızı duruşma gününde hazır bulundurun (mahkeme çağrı kağıdı gönderir ama yine de tanıklarla iletişimde olun, gelmezlerse dinlenemez). Anlaşmalı boşanma ise duruşmada her iki taraf da “boşanmak istiyor musunuz?” sorusuna evet demeli ve protokolü kabul ettiğini belirtmelidir. Bu kısa bir duruşma olur.
- Karar Sonrası İşlemler: Mahkeme boşanma kararı verince hemen bitmiş sayılmaz; kararı bekleyip tebliğ alın. Eğer anlaşmalı boşanma ise ve karara itiraz etmeyecekseniz tebliğ tebellüğ belgelerini imzalayıp istinaf feragati verebilirsiniz (daha hızlı kesinleşmesi için). Çekişmeli boşanmada sonucu beğenmezseniz istinaf/temyiz hakkınızı kullanın. Karar kesinleştikten sonra nüfus müdürlüğüne otomatik bildirim gider ama siz de nüfus kayıtlarınızı kontrol edebilirsiniz.
Eğer tüm bu süreç size karmaşık geliyorsa veya yoğun duygusal bir dönemden geçiyorsanız, bir boşanma avukatına vekalet vermek süreci sizin adınıza yürütecek profesyonel bir destek sağlar. Avukat, yukarıdaki adımların çoğunu sizin yerinize yapar; sizin yapmanız gereken sadece ona gerekli bilgileri vermek ve duruşma günü (anlaşmalı ise) hazır bulunmaktır.
Eşime haber vermeden dava açabilir miyim? Boşanma davasını, eşinize söylemeden de açmanız mümkündür; dava dilekçeniz tebligat yoluyla eşinize ulaşır. Özellikle şiddet riski varsa veya eşinizin mal kaçırma ihtimali bulunuyorsa, dava açmadan önce ona bilgi vermemek stratejik olarak doğru olabilir. Ancak normal şartlarda mümkünse medeni bir şekilde boşanmak istediğinizi iletişim kurarak belirtmek ilerideki husumeti azaltabilir. Durumunuzu en iyi siz bilirsiniz – eğer eşinizin kötü reaksiyon vereceğinden endişe ediyorsanız, dava dosyasını hazırlayıp delillerinizi topladıktan sonra aniden davayı açmanız daha güvenli olabilir.
Boşanma Davası Nerede Açılır? (Yetkili Mahkeme Tekrar)
(Daha önce “Nereye Başvurulur” başlığında açıklandı – özetle, eşlerden birinin yerleşim yeri veya son birlikte oturulan yerdeki Aile Mahkemesi yetkilidir. Anlaşmalı boşanma her yerde açılabilir. Aile Mahkemesi yoksa Asliye Hukuk bakar.)
(Not: Bu konu yukarıda detaylandırıldığından burada tekrara girilmedi.)
Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer?
Boşanma davalarının sürati, büyük ölçüde davanın çekişmeli veya anlaşmalı olmasına bağlıdır:
- Anlaşmalı Boşanma Süresi: Eşler her konuda anlaşmışsa ve gerekli şartlar sağlanmışsa dava tek celsede biter. Mahkeme, genellikle dilekçe verildikten sonra ilk duruşmayı birkaç hafta ya da 1-2 ay içinde yapar. İlk duruşmada karar verildiğinde, kararın kesinleşmesi yaklaşık 1 ay sürer (istinaf süresinin dolması ile). Taraflar temyiz haklarından feragat ederlerse bu süre daha da kısalır. Uygulamada deneyimli avukatlar sayesinde anlaşmalı boşanma kararları 10 gün gibi kısa bir sürede dahi kesinleştirilebilmektedir. Genel olarak, 2025 yılında anlaşmalı boşanan bir çift için dava açılışından itibaren 1 ay içinde her şey tamamlanmış olur diyebiliriz.
- Çekişmeli Boşanma Süresi: Tarafların uzlaşamadığı boşanmalar maalesef daha uzun sürmektedir. Bir çekişmeli davanın kaç duruşma süreceği, tanık sayıları, delillerin toplanma hızı, mahkemenin iş yoğunluğu, tarafların usulü işlemleri zamanında yapması gibi pek çok faktöre bağlıdır. Ortalama bir çekişmeli boşanma davası 10-12 ay civarında bir sürede ilk derece mahkemesinde sonuçlanabilir. Ancak bazı davalar 4-5 duruşmada (yaklaşık 8-10 ayda) bitebilirken, bazı kompleks davalar 8-10 duruşmayı bulup 2-3 yıla yayılabilir. Özellikle velayet çekişmesi, yüksek miktarlı tazminat talepleri, psikolojik raporlar, sosyal inceleme raporları gerektiren durumlar süreçyi uzatır. Ayrıca ilk mahkeme kararı sonrası dosya istinafa ve temyize giderse, bu üst mahkeme süreçleri de toplamda 1-2 yıl ekstra zamana mal olabilir.
- Yargıda Hedef Süre: Adalet Bakanlığı, yargılamaların makul sürede bitirilmesi amacıyla boşanma davaları için hedef süreyi 300 gün (10 ay) olarak belirlemiştir. Bu bir bağlayıcı kural olmamakla birlikte, mahkemeler davaları mümkün olduğunca bu süreye yakın bitirmeye çalışır. Fakat gerçekçi olmak gerekirse özellikle büyük şehirlerde 10 ayda biten çekişmeli dava sayısı azdır; çoğu dava 1 yılı geçmektedir.
Özetle, anlaşmalı boşanmayı seçebilecek durumdaysanız davanız çok kısa sürecektir, fakat çekişmeli boşanmaya mecbursanız en az 1 yıl sürecek bir sürece hazırlıklı olmalısınız. Bu nedenle bazı çiftler, uzun dava stresine girmemek için aralarındaki anlaşmazlıkları uzlaşarak çözmeyi ve anlaşmalı boşanmaya dönmeyi tercih etmektedir.
Boşanma Şartları Nelerdir?
Boşanma davasının mahkemece kabul edilip evliliğin sona erdirilmesi için bazı hukuki şartların mevcut olması gerekir:
- Geçerli Bir Boşanma Sebebi: Yukarıda “Çekişmeli Boşanma Sebepleri” kısmında sayılan yasal sebeplerden en az biri davada bulunmalıdır. Yani eşinizi boşamak için ya kanunda sayılan özel nedenlerden birine (zina, terk, hayata kast, suç işleme, akıl hastalığı vb.) ya da şiddetli geçimsizlik (evlilik birliğinin sarsılması) genel nedenine dayanmalısınız. Kanunda yazmayan keyfi bir sebeple (örneğin “eşimin saç rengini beğenmiyorum” gibi) boşanma kararı verilmez.
- Karşı Tarafın Kusuru: Boşanma kararı verilebilmesi için davalı eşin az da olsa kusurlu olması gerekir. Türk hukukunda, tamamen kusursuz ve evliliğin devamından yana olan bir eşin isteği hilafına boşanmaya hükmedilmez. Örneğin tamamen kusurlu olan bir koca, hiçbir kusuru olmayan ve boşanmak istemeyen karısına karşı dava açarsa, mahkeme davayı reddeder. (Burada kusur değerlendirmesi hakimin takdirindedir; genellikle evlilikte sorun çıkmışsa her iki tarafta da az ya da çok kusur bulunabilir. Tam kusur–kusursuz durumu nadirdir.)
- Anlaşmalı Boşanma Şartları: Eğer davayı anlaşmalı açmak istiyorsanız, özellikle 1 yıllık evlilik süresi şartı aranır. 1 yıldan kısa evliliklerde anlaşmalı boşanma mümkün değildir. Ayrıca eşlerin duruşmaya gelerek protokolü onaylaması koşulu vardır. Bu şartlar sağlanmazsa hakim anlaşmalı boşanmaya hükmedemez.
- Usul Şartları: Dava usulüne uygun açılmalı ve görülmelidir. Örneğin harçların yatırılması, dilekçelerin yasal sürede verilmesi, mahkeme yetkisinin doğru belirlenmesi gibi usuli şartlar da yerine getirilmelidir. Hakim, boşanma kararını vermeden önce HMK m.114’teki dava şartlarına bakar; eksik varsa tamamlanmasını ister. (Bunlar daha teknik konular olup avukatınız varsa o takip edecektir.)
Yukarıdaki esaslar sağlanıyorsa mahkeme boşanmaya karar verebilir. Aksi halde davanız reddedilebilir veya usulden düşebilir.
Boşanma İçin Gerekli Evraklar Nelerdir?
Boşanma davası açarken ve süreçte ihtiyaç duyulacak belgeler genel olarak şunlardır:
- Boşanma Dava Dilekçesi: Boşanma isteğinizi ve gerekçesini içeren, usule uygun hazırlanmış dava dilekçesi.
- Kimlik Fotokopileri: Davacı eşin nüfus cüzdanı veya T.C. kimlik kartı fotokopisi dilekçeye eklenmelidir. (Anlaşmalı boşanmada genelde her iki eşin de kimlik fotokopisi sunulur; çekişmeli de sadece davacı tarafın yeterlidir.)
- Vekaletname: Eğer bir avukat aracılığıyla dava açılıyorsa, avukatın dosyaya sunacağı noter onaylı vekaletname bulunmalıdır. (Boşanma davaları için avukata vekalet verilirken özel olarak “boşanmaya” dair yetki içerir vekaletname çıkarılır.)
- Deliller ve Belgeler: Çekişmeli boşanma için dava dilekçenizi destekleyen her türlü delil ve belgeyi hazırlayın. Örneğin hastane raporları, fotoğraflar, WhatsApp yazışma dökümleri, polisiye olay varsa polis tutanakları, şikayet dilekçeleri, tanık listesi gibi delillerinizi dosyaya koyun. Elinizde olmayan ancak başka kurumlardan getirtilmesini istediğiniz delilleri de belirtin (örneğin telefon kayıtları BTK’dan istenecekse bunu dilekçede talep edin).
- Anlaşmalı Boşanma Protokolü: Eğer anlaşmalı boşanma davası açıyorsanız, tarafların ikisi tarafından imzalanmış boşanma protokolü nüshası gereklidir. Mahkemeye en az bir asıl (ıslak imzalı) nüsha sunulur, karşı taraf için de bir nüsha eklenir.
- Ücret ve Harç Makbuzları: Dava açarken harç ödediğinize dair makbuzlar mahkemeye iletilir. Bunlar genellikle tevzi bürosu tarafından zaten elektronik sisteme işlenir, ancak siz yine de ödeme dekontunuzu saklayın. Aynı şekilde, yargılama sırasında tanık ücreti, bilirkişi ücreti gibi bir masraf yatırırsanız, makbuzunun dosyaya girdiğinden emin olun.
Yukarıda sayılan belgeler genel olarak boşanma işlemleri için gereklidir. Özetle: dilekçe, kimlik, varsa vekaletname, deliller ve anlaşmalıysa protokol hazır olmalıdır.
Boşanma İşlemleri Nelerdir, Nasıl Yürütülür?
Boşanma işlemleri, davanın açılmasıyla birlikte başlayan ve kararın kesinleşmesine kadar devam eden tüm süreci kapsar. Bu sürecin adımlarını tekrar toparlayacak olursak:
- Dava Açılması: Boşanma dilekçesinin mahkemeye sunulması ve harçların ödenmesiyle dava açılır. Bu andan itibaren hukuk sistemi devreye girer.
- Dilekçelerin Teatisi: Çekişmeli davada, davacı dilekçesinin mahkemece davalıya tebliği, davalının cevap dilekçesi vermesi, davacının buna ikinci cevap dilekçesi (replik) sunması, davalının da son olarak düplik dilekçesiyle cevap vermesi şeklinde bir dilekçeler teatisi aşaması vardır. (Anlaşmalı boşanmada karşı taraf da zaten aynı yönde olduğu için bu dilekçe aşamaları fiilen tek dilekçeyle sınırlı kalır.)
- Ön İnceleme: Mahkeme, dilekçeler tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşması yapar. Bu duruşmada usul eksikleri giderilir, tarafların anlaşamadığı noktalar saptanır, varsa ilk itirazlar karara bağlanır.
- Tahkikat (Esas İnceleme): Ön incelemeden sonra asıl davanın incelemesi başlar. Bu aşamada daha önce bahsedildiği gibi tanıklar dinlenir, deliller toplanır, taraflar duruşmalarda beyanlarını sunar.
- Karar ve Kanun Yolları: Hakim tüm bu işlemler sonunda kararını verir. Kararın yazılması, tebliği ve istinaf/temyiz süreçleri de işlemlerin bir parçasıdır.
- Kesinleşme ve İnfaz: Boşanma kararı kesinleştikten sonra ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilerek sonuç “infaz” edilir diyebiliriz (yani boşanma sicile işlenir). Boşanma kararının kesinleşme tarihi, hukuken evliliğin sona erdiği tarihtir.
Tüm bu işlemler boyunca isterseniz kendiniz takipte bulunabilirsiniz, isterseniz bir avukat eliyle yürütülebilir. Avukatınız varsa, genellikle duruşmalara girme, evrak hazırlama gibi işlemleri o yapar; sizin ekstra bir şey yapmanıza gerek kalmaz. Avukatınız yoksa, her aşamada gelen tebligatlara süresinde yanıt vermek, duruşmalara bizzat katılmak, mahkemece istenen belgeleri sunmak sizin sorumluluğunuzdadır.
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat
Boşanma ile birlikte kusursuz veya daha az kusurlu eşin, diğer eşten tazminat talep etme hakkı doğabilir. Türk Medeni Kanunu’na göre:
- Maddi Tazminat: Boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen, boşanmada kusursuz ya da karşı taraftan daha az kusurlu eş, diğer eşten maddi tazminat isteyebilir. “Maddi menfaatlerin zedelenmesi” ifadesi, evlilik devam etseydi elde edilecek bazı avantajların boşanma sebebiyle kaybedilmesi anlamına gelir. Örneğin eşin maddi desteğini yitirmek, evlilik dolayısıyla sahip olunan sosyal statünün kaybı gibi durumlar. Hakim, tazminata hükmederken tarafların ekonomik durumlarına, kusur oranlarına ve boşanmanın mali sonuçlarına bakar.
- Manevi Tazminat: Boşanmaya yol açan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan (onuru kırılan, derin üzüntü yaşayan, psikolojik olarak yıpranan) taraf, karşı taraftan manevi tazminat talep edebilir. Burada amaç, boşanma sürecinde acı çeken tarafın yaşadığı manevi zararın bir miktar para ile dengelenmesidir. Örneğin aldatılan eş onurunun kırılması nedeniyle manevi tazminat isteyebilir; şiddet gören eş manevi zararı için talepte bulunabilir.
- Kusur İlişkisi: Tazminat için temel şart, talep eden tarafın diğerine göre daha az kusurlu veya tamamen kusursuz olmasıdır. Eğer her iki taraf da eşit derecede kusurluysa genelde tazminata hükmedilmez (veya çok istisnai durumlarda karşılıklı kusur dengesi gözetilerek sembolik bir miktar olabilir). Daha fazla kusurlu olan eş, daha az kusurlu olana tazminat öder. Tam kusurlu eş (örneğin tamamen haksız olan taraf) asla tazminat alamaz, ancak ödeyebilir.
- Miktarın Belirlenmesi: Mahkeme, tazminat miktarını belirlerken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, boşanma sebebini ve kusur derecelerini değerlendirir. Uygulamada talep edilen miktarlar ile hükmedilen miktarlar arasında fark olabilir. Örneğin bir taraf dilekçesinde 200.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminat talep edebilir; mahkeme ise delil ve koşullara bakarak belki 2.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminata hükmedebilir. Yani talebin yüksek olması, o miktara hükmedileceği anlamına gelmez. Hakim, hakkaniyete uygun olarak daha düşük bir miktar takdir edebilir.
- Talep Edilenden Fazlasına Hükmedilemez: Hukukta genel bir kural olarak, hakim hiçbir zaman davacının talep ettiğinden fazlasına hükmedemez. Bu, tazminat için de geçerli. Örneğin siz 50.000 TL maddi tazminat istediniz diyelim; hakim en fazla 50.000 TL verebilir, daha fazlasını (mesela 100.000 TL) veremez. Bu nedenle avukatlar tazminat taleplerinde hem makul hem de biraz pay bırakacak şekilde bir rakam belirlerler. Çok fahiş rakamlar istemek bazen inandırıcılığı azaltabilir; çok düşük rakam istemek de hakkınızdan azına razı olmanıza yol açar. Bu dengeyi tutturmak önemlidir.
Boşanmada Tazminat Nasıl Talep Edilir?
Maddi ve manevi tazminat talepleri genellikle boşanma davası ile birlikte aynı dilekçede ileri sürülür. Yani boşanma dilekçenizde “eşimden şu kadar maddi, şu kadar manevi tazminat talep ediyorum” diyerek belirtmeniz gerekir. Bu şekilde yapıldığında boşanma kararıyla birlikte tazminata da karar verilir.
Eğer boşanma davası esnasında tazminat talebinde bulunmadıysanız veya unuttuysanız, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ayrı bir tazminat davası açabilirsiniz. (Bu, Yargıtay içtihatlarıyla belirlenmiştir. Boşanma hükmü kesinleştikten sonra 1 yıl geçerse artık tazminat istenemez.) Ancak uygulamada tavsiye edilen, mümkünse boşanma davasıyla birlikte istemektir; böylece tüm konular bir arada çözülür.
İcra ve Kesinleşme: Boşanmada hükmedilen tazminatlar, karar kesinleşmeden icraya konulamaz. Yani karşı taraf size tazminat ödemeye mahkum edildi diyelim; bu parayı tahsil etmek için öncelikle boşanma kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Yargıtay, “aile ve şahıs hukukuna ilişkin hükümler kesinleşmedikçe takibe konulamaz” demektedir. Bu nedenle boşanma dosyasındaki tazminat ve nafaka gibi fer’i haklar, boşanmanın kesinleşmesiyle birlikte tahsil edilebilir hale gelir. Ancak burada bir ayrıntı: Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası gibi nafakalar, boşanma kararının kesinleşmesini beklemeksizin de işleyeceği kabul edilen haklardır. Genelde bu nafakalar karar kesinleşene kadar tedbir nafakası olarak devam eder ve kesinleşmeden sonra sürekli nafaka halini alır. Tazminat ödemeleri ise boşanma kesinleştikten sonra tek seferlik veya taksitli olarak yerine getirilir.
Boşanmada Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?
Mahkeme, tazminat miktarına karar verirken hakkaniyet ilkesini ve Tarafların durumlarını gözetir. Dikkate alınan kriterlerden bazıları:
- Tarafların Ekonomik Durumları: Zengin bir eşe kıyasla daha düşük gelirli bir eş için takdir edilen tazminat farklı olabilir. Mahkeme, tazminat ödeyecek kişinin ödeme gücünü de göz önünde bulundurur. Örneğin milyoner bir eş varsa, karşı tarafa takdir edilen tazminat on binlerce lira olabilir; ancak dar gelirli bir eşten astronomik tazminatlar istenmez/genelde çıkarılmaz.
- Sosyal Statü ve Yaşam Seviyesi: Tarafların eğitim durumu, meslekleri, yaşam standartları da dolaylı olarak tazminat miktarına etki eder. Boşanma sonrası oluşacak hayat standardı farkı önemli olabilir.
- Kusurun Derecesi: Kusurlu taraf ne kadar ağır kusurluysa, ödeyeceği manevi tazminat o oranda artabilir. Örneğin eşini aldatan ve bunu inkar etmeyen bir tarafın ödeyeceği manevi tazminat, basit geçimsizlik nedeniyle boşanan birine kıyasla daha yüksek tutulabilir.
- Evlilik Süresi ve Emeği: Uzun yıllar evli kalınmış ve bu sürede bir taraf diğerine her açıdan destek olmuşsa (örneğin kadın çalışmayıp evine, eşine destek vermiş, eş kariyer yapmış) boşanma durumunda maddi tazminata hükmedilirken bu emekler boşa gitmesin diye biraz daha fazla takdir edilebilir.
- Tarafların İstekleri: Taraflar dilekçelerinde ne kadar tazminat istediklerini belirtir. Yukarıda da değindiğimiz gibi, hakim istemden fazlasını veremeyeceği için tavan, talep edilen miktardır. Birçok davacı, “yüksekten isteyeyim de pazarlık payı olsun” diyerek çok yüksek meblağlar talep eder. Mahkeme ise çoğunlukla daha makul bir tutara hükmeder. Örneğin 200.000 TL istenen maddi tazminat yerine 20.000 TL uygun görülmesi sık rastlanan bir durumdur. Burada önemli olan, talebinizi destekleyecek şekilde sunum yapmaktır. Aşırı fahiş talepler, hakim tarafından ciddiye alınmayabilir.
- Kanuni Sınırlar: Hakim, manevi tazminatın zenginleşmeye yol açacak boyutta olmaması gerektiğini de dikkate alır. Tazminat, mağdur tarafı tatmin edecek ama diğer tarafı da tümden iflasa sürüklemeyecek bir dengede olmalıdır.
Sonuç olarak tazminat miktarı tamamen somut olayın özelliklerine göre şekillenir. Bu nedenle benzer boşanma davalarında bile farklı tazminat miktarları çıkabilir. Deneyimli bir avukat, emsal Yargıtay kararlarına dayanarak sizin durumunuza uygun makul bir aralık belirleyebilir ve bunu hakim önünde savunabilir.
Boşanma Davası Nasıl Düşer?
Dava açıldıktan sonra bazı durumlarda boşanma davası ilerlemez ve düşer (yani ortadan kalkar). “Davanın düşmesi” demek, dava görülmekteyken usulden sona ermesi, hiç açılmamış sayılması anlamına gelir. Boşanma davasının düşmesine yol açabilecek durumlar:
- Tarafların Duruşmaya Gelmemesi: Özellikle davacı tarafın duruşmalara ilgisiz kalması, davayı takip etmemesi davanın düşmesine yol açabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, eğer bir duruşmaya davacı ve vekili katılmaz, davalı taraf da davayı takip etmek istemediğini beyan ederse dava işlemden kaldırılır. Üç ay içinde yenilenmezse dosya kapanır (dava düşmüş olur). Yani davacı boşanmakta artık ısrarcı değilse ve duruşmaya gelmiyorsa, davalı da “dava düşsün” diyebilir. Bu durumda boşanma davası düşer, evlilik devam eder.
- Harç Eksikliğinin Tamamlanmaması: Dava açılırken mahkemece belirlenen başvuru harcı veya gider avansı eksik yatırıldıysa, mahkeme size bunu tamamlamanız için belli bir süre verir (kesin süre). Eğer verilen süre içinde eksik harçlar yatırılmazsa mahkeme dava dilekçesinin işleme konulmamasına veya davanın usulden reddine karar verebilir. Bu da fiilen davanın düşmesi anlamına gelir; eksikliği tamamlamadığınız için dava açılmamış sayılır.
- Tarafın Ölümü: Nadir de olsa, boşanma davası sürerken eşlerden birinin vefat etmesi durumunda dava konusuz kalır. Eşlerden biri ölürse evlilik zaten ölümle sona ermiş olacağından mahkeme karar verilmesine yer olmadığına karar verir; dava bu sebeple ortadan kalkar.
- Uzun Süre İşlem Yapılmaması: Kanun, dosyanın uzun süre işlem görmeden kalmasına da izin vermez. Taraflarca hiç takip edilmeyen bir dosya varsa ve aradan uzun bir süre (örneğin yıllarca) geçmişse, mahkeme “muamelekten kaldırma” kararı verebilir. Bu durumda da dosya arşive kaldırılır, belli süre yenilenmezse tamamen düşer.
Davanız düşerse, bu boşanmak istemediğiniz anlamına gelmez; çoğu zaman usul eksikliğinden veya vazgeçmeden kaynaklanır. Davanın düşmesi durumunda aynı sebeplere dayanarak yeniden dava açabilirsiniz, çünkü düşme halinde önceki dava hiç açılmamış sayılır.
Boşanma Davası Nasıl İptal Edilir?
Boşanma davası açıldıktan sonra bazen eşler barışabilir veya boşanmaktan vazgeçebilirler. Bu durumda devam eden boşanma davasını durdurmanın iki yolu vardır:
- Davadan Feragat: Davayı açan taraf (davacı), dava hakkından feragat ettiğini beyan edebilir. Feragat, davanın sonuçlanmasından vazgeçmek demektir. Mahkeme, feragat halinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verir. Feragat edildiğinde boşanma davası bitmiş olur; önemli nokta feragat eden tarafın aynı sebebe dayanarak tekrar dava açamamasıdır. Yani örneğin aldatma sebebiyle dava açtıysanız ve feragat ettiyseniz, ileride yeniden aynı aldatma olayına dayanarak boşanma davası açamazsınız. Feragat, o hakkı tüketir. Bu nedenle feragat ciddi bir adımdır, evliliğe devam etmeye kesin karar verdiğinizde yapılmalıdır.
- Davadan Vazgeçme: Davacı, açmış olduğu davadan vazgeçtiğini de beyan edebilir. Feragatten farklı olarak vazgeçme halinde dava hiç açılmamış sayılır. Mahkeme, “tarafın vazgeçmesi nedeniyle davanın düşmesine” karar verir. Vazgeçmede ileride aynı konuda tekrar dava açma hakkınız saklı kalır. Yani davadan vazgeçmek, davayı sıfırlar ama evlilik sürüyor kabul edildiğinden, sonradan yeni bir boşanma talebiyle yine mahkemeye gidebilirsiniz.
Her iki durumda da (feragat veya vazgeçme) eğer karşı taraf da açılmış bir karşı davası yoksa, boşanma süreci durur ve evlilik birliği devam eder. Taraflar barıştıysa bu yollarla davayı bitirebilirler. Genelde anlaşmalı boşanmalarda duruşma öncesi barışmalar olursa, davacı feragat dilekçesi vererek davayı sona erdirir. Dikkat: Feragat ile vazgeçme arasındaki farkı iyi değerlendirin. Kendi davanızdan feragat ederseniz, aynı vakalarla bir daha dava açamazsınız (ancak yeni bir olay olursa açabilirsiniz). Vazgeçmede ise aynı vakalarla yeniden dava açabilirsiniz.
Boşanma Davasında Alınabilecek Tedbirler Nelerdir?
Boşanma süreci devam ederken tarafların hak ve menfaatlerini korumak için mahkemeden isteyebilecekleri çeşitli geçici tedbir kararları vardır. Boşanma davası açıldığında (özellikle çekişmeli davalarda) şu tedbirleri talep etmek mümkün:
- Aile Konutunun Tahsisi: Eşlerden birinin, ortak konutun dava süresince kendisine ve çocuklara tahsis edilmesini talep etme hakkı vardır. Genelde çocukların kaldığı tarafa evin kullanımı verilir. Hakim, tedbiren konutta kimin kalacağına karar verebilir. Bu karara uymayan diğer eş evden uzaklaştırılabilir.
- Tedbir Nafakası: Dava süresince ekonomik olarak sıkıntıya düşecek eş ve çocuklar için tedbir nafakası talep edilebilir. Örneğin çalışmayan eş için, çocuklar için mahkeme hemen geçici nafakaya hükmedebilir. Bu nafaka boşanma davası devam ederken ödenir ve boşanma kararıyla birlikte sürekli nafakaya dönüşebilir.
- Geçici Velayet: Boşanma süreci boyunca çocukların kimin yanında kalacağı sorun olmaması için mahkeme, dava süresince geçici velayet tayin eder. Taraflardan birini, dava kesinleşene kadar çocukların velayetiyle sorumlu kılar. Genellikle mevcut fiili durumu korumak adına, çocuklar anneyleyse anneye, babadaysa babaya geçici velayet verilir; ancak çocukların üstün yararına göre hakim değişiklik de yapabilir.
- Mallar Üzerine Tedbir: Eşlerden birinin, ortak malları veya kendi malvarlığını kaçırmasını önlemek için ihtiyati tedbir kararı istenebilir. Örneğin eşiniz mal kaçırıyorsa, tapuya, banka hesaplarına tedbir konulmasını talep edebilirsiniz. Böylece dava süresince mal rejimi sonucu çıkana kadar varlıklar koruma altına alınır.
- Şiddet ve Uzaklaştırma Kararları: Eğer boşanma aşamasında eşler arasında şiddet veya tehdit riski varsa, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu tedbir kararları alınabilir. Mahkeme, eşlerden birine uzaklaştırma verebilir, iletişim kurmasını yasaklayabilir, çocuklara yaklaşmamasını temin edebilir. Bu kararlar boşanma davasından bağımsız olarak da alınabilir, ancak davayla birlikte talep edilebilir.
- Diğer Tedbirler: Boşanma sürecinde ortaya çıkabilecek özel durumlara özgü de tedbirler istenebilir. Örneğin, hamile olan kadının doğum masraflarının karşılanması, düğün takılarının üçüncü kişiye aktarılmasının engellenmesi gibi talepler durumun niteliğine göre ileri sürülebilir.
Tedbir kararları, davanın sonunda verilecek hükümler değildir; dava süresince geçici olarak uygulanan korumalardır. Tarafların mağdur olmaması ve hakkaniyetin sağlanması için düşünülmüştür. Bu tedbirleri talep etmek için ayrı dilekçeler verebilir veya dava dilekçesinde talep edebilirsiniz.
Profesyonel Destek de Bir Tedbirdir: Boşanma gibi yıpratıcı bir süreçte en önemli “tedbir”lerden biri de işi uzmanına bırakmaktır. Yani iyi bir boşanma avukatına vekalet vermek, aslında sizin adınıza süreci güvence altına almak demektir. Avukatınız, hangi geçici tedbirlerin gerekli olduğunu değerlendirip hepsini talep edecek; sizin atlamış olabileceğiniz ayrıntıları bile düşünüp haklarınızı koruyacaktır. Bu nedenle, çekişmeli bir boşanmada hem yasal hem de pratik anlamda işinizi kolaylaştıracak önlemlerin başında deneyimli bir avukat tutmak gelir.
Boşanma Davası Nasıl Ücretlendirilir? (2025)
Boşanma davası açarken ve yürütürken karşınıza çıkabilecek mali giderler iki ana gruba ayrılabilir: yargılama masrafları (harçlar, giderler) ve avukatlık ücreti.
- Dava Harç ve Masrafları: Boşanma davası açarken ödenen harçlar devlet tarafından her yıl belirlenen maktu tutarlardır. 2025 yılı için bir boşanma davasının başvuru harcı, peşin harcı ve ilk gider avansı toplamı yaklaşık 2.132 TL olarak öngörülmüştür. Bu tutar, davanın türü ve taleplerin kapsamına göre biraz değişebilir. Örneğin boşanma davasıyla birlikte ziynet eşyası alacağı, mal paylaşımı gibi parasal talepler de ileri sürülmüşse, bu kısımlar için nispi harç hesaplanır ve toplam masraf artar. Standart bir çekişmeli boşanmada bile karşı tarafa tebligat giderleri, tanık ücretleri gibi kalemler için belli miktarda gider avansı yatırmak gerekir. Yargılama sırasında bilirkişi atanırsa (örneğin psikolog, pedagog raporu gerekirse veya mali bir hesaplama için bilirkişi gerekirse) bunun ücreti de mahkemece taraflardan talep edilir. Kısacası, boşanma davası sürecinde ek masraflar çıkabilir; bunların zamanında yatırılması davanın gecikmeden ilerlemesi için önemlidir.
- Avukatlık Ücreti (Vekalet Ücreti): Bir avukatla anlaşırsanız, kendisiyle yapacağınız ücret sözleşmesine göre bir ödeme yapmanız gerekecektir. Boşanma davalarında avukatlık ücreti, serbest piyasa koşullarına ve Baroların belirlediği tavsiye niteliğindeki tarifelere göre değişir. Örneğin İstanbul Barosu 2025 yılı için anlaşmalı boşanma en az ücreti 75.000 TL, çekişmeli boşanma en az ücreti 110.000 TL gibi bir tarife belirlemiştir (bunlar tavsiye edilen, avukatın emeğiyle orantılı üst düzey rakamlardır; her avukat bu rakamlarla çalışmayabilir). Türkiye Barolar Birliği de her yıl asgari ücret tarifesi yayınlar, 2025 için boşanma davalarında asgari avukatlık ücreti 30.000 TL + KDV olarak belirlenmiştir. Ancak uygulamada avukatlar ücretlerini davanın zorluğuna, kendi tecrübelerine ve müvekkilin durumuna göre serbestçe belirler. Küçük yerlerde daha düşük ücretlerle de çalışan avukatlar bulunabilir.
Avukatlık ücreti, müvekkil ile avukat arasındaki özel anlaşmaya tabidir. Bu ücret genellikle davanın başında veya süreç içinde taksitli olarak ödenir. Bazı avukatlar, özellikle tazminatlı davalarda, sonuçtan da pay alabilir (başarı ücreti şeklinde anlaşabilir).
- Karşı Taraf Vekalet Ücreti: Boşanma davası sonunda mahkeme, davada haklı çıkan taraf lehine, karşı taraftan bir vekalet ücreti ödenmesine hükmeder. Bu, davayı kaybeden tarafın, kazanan tarafın avukatına tarifeye göre bir ücret ödemesidir. 2025 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre boşanma davalarında bu karşı vekalet ücreti sabit bir tutardır (takriben 9.800 TL civarı olabilir, yıllık tarife ile belirlenir). Örneğin davayı siz kazandınız ve boşanmaya karar verildi, mahkeme karşı tarafı size 9-10 bin TL karşı vekalet ücreti ödemeye mahkum edebilir. Bu ücret, sizin avukatınıza ait olur. Tersi durumda, siz davayı kaybederseniz, karşı tarafın avukatına aynı tutarı siz ödemek durumunda kalırsınız.
Özetle, boşanma davası açarken 2-3 bin TL civarı harç giderini göze almalısınız (çekişmeli, talepli davalarda biraz daha fazla olabilir). Avukat tutarsanız onun ücretini ayrıca planlamalısınız. Davayı kaybederseniz karşı tarafın avukatına da tarifeye göre bir miktar ödeme riskiniz olduğunu unutmayın. Bu finansal konuları davaya girmeden önce değerlendirmeniz faydalı olacaktır.
Harcı Nereye Yatıracağım? Boşanma davası harçları ve gider avansı, davayı açarken adliyedeki mahkeme veznesine yatırılır. Genellikle tevzi bürosundan aldığınız başvuru fişiyle adliye içinde vezneye gidip ödemenizi yaparsınız. Online olarak e-Devlet üzerinden dava açıyorsanız, UYAP sistemi sizi anlaşmalı bankalar aracılığıyla harç ödemeye yönlendirecektir (mesela VakıfBank internet ödemesi). Sonuç olarak harçlar devlete ödenir; bankadan veya vezneden aldığınız dekontu saklayın, sistemde görünmemesi gibi bir aksilik olursa mahkemeye sunabilirsiniz.
Sık Sorulan Sorular
Boşanma davası nasıl açılır?
Cevap: Boşanma davası açmak için öncelikle boşanma sebeplerinizi belirleyip bir boşanma dilekçesi hazırlamalısınız. Dilekçede boşanmak istediğinizi ve nedenlerini, ayrıca varsa nafaka, velayet, tazminat gibi taleplerinizi yazarsınız. Daha sonra bu dilekçeyi, yetkili Aile Mahkemesi’ne (eşinizin veya sizin ikamet yeriniz ya da son birlikte oturduğunuz yer mahkemesi) vererek ve gerekli harçları ödeyerek davayı açabilirsiniz. Dava açıldıktan sonra mahkeme süreci başlar; karşı tarafa tebligat yapılır ve duruşma günü belirlenir. (Yukarıda “2025 Yılında Boşanma Davası Nasıl Açılır?” ve “Boşanma Davası Nasıl Açılır? (Genel Süreç)” bölümlerinde detaylı açıklama mevcuttur.)
Çekişmeli boşanma davası nasıl açılır?
Cevap: Çekişmeli boşanma davası, eşler arasında anlaşma olmadığı durumlarda açılır. Bunun için boşanma dilekçenizi, dayandığınız sebebi ve taleplerinizi belirterek yazarsınız. Dilekçeye iddialarınızı ispatlayacak delilleri eklersiniz veya listelersiniz. Sonra dilekçeyi, eşinizle birlikte oturduğunuz son yerin ya da eşinizin/ sizin ikamet yerinizin Aile Mahkemesi’ne verirsiniz. Harçlarınızı yatırdıktan sonra dava açılmış olur. Çekişmeli davada eşiniz davaya katılmak istemese bile mahkeme süreçleri işler; hakim, sunulan deliller ve gerekirse tanık ifadeleriyle sizin iddialarınızı değerlendirir. (Ayrıntılar için yukarıda “Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?” başlığına bakınız.)
Anlaşmalı boşanma davası nasıl açılır?
Cevap: Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için evliliğinizin en az 1 yıl sürmüş olması gerekir ve eşinizle boşanmanın tüm şartlarında anlaşmış olmanız şarttır. Bu durumda birlikte veya eşlerden birinin başvurusu ile bir Aile Mahkemesi’ne anlaşmalı boşanma dilekçesi verilir. Dilekçeye, her iki eşin imzaladığı boşanma protokolü eklenir (nafaka, velayet, mal paylaşımı vs. tüm konuların üzerinde uzlaşıldığını gösteren protokol). Mahkeme kısa süre içinde duruşma günü verir ve her iki eş duruşmaya katılıp boşanma iradelerini sözlü olarak teyit eder. Hakim protokolü uygun bulursa tek celsede boşanmaya karar verir. Karar genellikle 1 ay içinde kesinleşir. (Detaylı süreç için yukarıda “Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?” bölümünü inceleyebilirsiniz.)
Boşanma davası açmak için nereye başvurulur?
Cevap: Boşanma davası açmak için, yetkili Aile Mahkemesi’ne dava dilekçesiyle başvurmanız gerekir. Başvuru, fiilen adliyelerde bulunan tevzi bürosuna yapılır; dilekçenizi oraya verirsiniz ve harç ödeme işlemlerini tamamlarsınız. Tevzi bürosu dilekçenizi alıp sisteme işler ve dava dosyanızı ilgili mahkemeye gönderir. Yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri ya da son 6 ay birlikte oturduğunuz yer mahkemesidir (bkz. yukarıda “Boşanma Davası Nerede Açılır?”). Eğer anlaşmalı boşanma açacaksanız, Türkiye’nin herhangi bir yerindeki Aile Mahkemesi’ne de başvurabilirsiniz (örneğin farklı bir şehirde de anlaşmalı dava açılabilir, yeter ki her iki taraf razı olsun). Aile Mahkemesi olmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurulur (dilekçede “Aile Mahkemesi sıfatıyla” denir).
Boşanma davası avukatsız açılır mı?
Cevap: Evet, boşanma davanızı avukatsız (kendiniz) açabilirsiniz. Hukuken bir avukat tutma zorunluluğu yoktur. Ancak avukat olmadan dava açarsanız, bütün hukuki prosedürü sizin takip etmeniz gerekecektir. Bu da dilekçelerin doğru hazırlanması, delillerin toplanması, duruşmalarda yapılacak işlemler gibi konularda bilgi sahibi olmanızı gerektirir. Usul kurallarına uymakta zorluk yaşayabilirsiniz. Özellikle çekişmeli boşanmalarda avukatsız ilerlemek, hak kayıplarına neden olabilir (örneğin bir dilekçeyi zamanında veremeyip hak düşürmek gibi riskler var). Anlaşmalı boşanmalarda süreç daha basit olduğu için avukatsız da halledilebilir; protokol düzgün hazırlandığında genelde sorun çıkmaz. Yine de, boşanma gibi önemli bir konuda hukuki danışmanlık almak çoğu zaman avantaj sağlar. Kısacası avukat olmadan da boşanabilirsiniz ama iyi hazırlanmalı ve yasal süreci dikkatle yönetmelisiniz.
Boşanma davası nasıl biter?
Cevap: Boşanma davası, mahkemenin boşanma kararı vermesiyle veya davanın reddiyle biter. Hakim, tüm delil ve beyanları değerlendirdikten sonra ya boşanmaya hükmeder ya da şartlar oluşmamışsa davayı reddeder (evlilik birliği devam eder). Boşanma kararı verildiyse bile hemen kesinleşmez; karar açıklandıktan sonra istinaf/temyiz süreleri beklenir. Bu süreler de geçip karar kesinleşince dava bitmiş olur. Eğer taraflar karara itiraz etmez ve süreler dolarsa, boşanma kararı kesinleşir ve taraflar resmen boşanır. Davanın nasıl biteceği, itiraz olup olmamasına göre değişir:
- Taraflar kararı temyiz etmezse, yaklaşık 1 ay içinde (tebliğden sonra) karar kesinleşir ve dava sona erer.
- Taraflardan biri kararı istinaf eder veya temyiz ederse, dosya üst mahkemelere gider; oradan çıkan karara göre ya onanır boşanma gerçekleşir ya da bozulur (bozulursa dava yeniden görülür, süreç uzar).
Özetle, boşanma davası hüküm + kesinleşme ile son bulur.
Boşanma davası nasıl iptal edilebilir?
Cevap: Boşanma davasını “iptal etmek” demek, sürmekte olan davadan vazgeçmek anlamına gelir. Bunu yapmanın yolları:
- Davadan feragat etmek: Davacı olarak dava hakkınızdan feragat ettiğinizi mahkemeye yazılı veya sözlü beyan ederseniz, mahkeme davanın feragat nedeniyle reddine karar verir. Bu durumda dava bitmiş olur. Ancak feragat ettiğiniz için aynı olgulara dayanarak tekrar boşanma davası açmanız mümkün olmaz (yeni bir boşanma sebebi ortaya çıkmadıkça).
- Davadan vazgeçmek: Feragatten farklı olarak, davadan vazgeçtiğinizi bildirirseniz, dava hiç açılmamış sayılır. Mahkeme davayı düşürür. Bu durumda aynı sebeplere dayanarak tekrar dava açabilirsiniz, çünkü vazgeçme hak kaybı yaratmaz (sadece o davayı sonlandırır).
Eşler barıştığında genelde bu yollardan biriyle dava sonlandırılır. Unutmayın, boşanma kararı bir kez kesinleşirse (yani dava bitip resmi boşanma gerçekleşirse) artık davayı iptal etmek mümkün olmaz; o saatten sonra ancak yeniden evlenebilirsiniz. İptal/ vazgeçme, sadece dava sürecinde mümkündür.
Boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur?
Cevap: Boşanma davasını ilk açan tarafın çok büyük bir hukuki avantajı yoktur, ancak bazı usuli avantajlar olabilir. Örneğin boşanma davasını açan taraf, dilekçesini ilk veren olduğu için karşı tarafın savunmasına karşı daha fazla dilekçe hakkına sahip olur. Eğer karşı taraf da boşanmak isteyip karşı dava açarsa, ilk açan taraf 3 dilekçe (dava dilekçesi + cevaba cevap + ikinci cevap) sunarken, sonradan dava açan taraf 2 dilekçe (cevap ve ikinci cevap) sunabilir. Bu, usule dair bir avantaj sayılabilir çünkü iddialarını daha fazla açıklama imkanı bulur. Ayrıca ilk davayı açan, psikolojik olarak davayı kontrol eden taraf gibi görülür; hazırlıklı olduğu varsayılır.
Ancak esasa baktığımızda, davayı önce açmanın tek başına sonuca etkisi yoktur. Hakim, kimin önce dava açtığına değil, kusur durumuna ve delillere bakarak karar verir. Karşı dava açılması halinde iki dava birleştirilir ve birlikte görülür; burada “ilk açan haklıdır” diye bir kural yoktur.
Şunu da belirtelim: Davayı ilk açan, eğer boşanma gerekçelerini ispatlayamazsa davası reddedilebilir; öte yandan davayı açmayan eş, karşı dava ile kendi gerekçelerini ispatlayıp boşanma kararı alabilir.
Kısacası, davayı kimin açtığı değil, kimin haklı sebebe dayanıp bunu ispatladığı önemlidir. Fakat dava açmayı düşünen taraf, kusurunu iyi değerlendirmeli: Eğer davayı açan kişi tamamen kusurluysa (tüm kabahat kendisindeyse), dava açmak mantıklı olmayabilir çünkü kusursuz eş itiraz ederse boşanma gerçekleşmez.
Boşanma davasını ilk açan kim olmalı?
Cevap: Boşanma davasını eşlerden herhangi biri açabilir; kanunen bir öncelik sırası yoktur. “İlk açan” olmak bir zorunluluk veya belirleyici faktör değildir. Önemli olan, haklı sebebi olan tarafın dava açmasıdır. Eğer eşinizin boşanmayı gerektiren kusurlu bir davranışı varsa, davayı sizin açmanız beklenir. Tam tersi durumda, sizin ağır kusurlarınız varsa eşiniz dava açmalıdır.
Bazı durumlarda her iki taraf da boşanmak isteyebilir; bu durumda genelde hangisi önce davranırsa davayı o açar, diğeri de ya kabul eder ya da o da karşı dava açar. Eğer aranızda konuşup anlaşıyorsanız zaten anlaşmalı boşanma yoluna gidersiniz.
Burada kritik olan şu: Tamamen kusurlu olan eşin dava açma hakkı yoktur. Kanun, tüm kusur kendisinde olan tarafa boşanma davası açma hakkı tanımıyor (TMK m.166/2, kusursuz eşin rızası olmadıkça boşanma verilemez diyor). Örneğin eşini defalarca aldatan bir koca, eşi affetmek istemezse “ben seni aldattım, boşanalım” diye dava açamaz – açsa bile reddedilir, çünkü kadın kusursuz taraf olarak boşanmak istemiyor. Bu gibi durumlarda davayı ilk kimin açacağı kusur durumuna göre belirlenmiş olur.
Sonuç olarak, davayı ilk açan taraf daha az kusurlu ve iddiası ispatlanabilir olan taraf olmalıdır. Kim haklıysa onun dava açması mantıklıdır. Eşit kusur varsa, kimin açtığı önemli değildir.
Boşanmada evde kim kalır?
Cevap: Boşanma davası açılınca ortak konutta kimin kalacağı meselesi ortaya çıkabilir. Davanın açılmasıyla birlikte, eşlerden biri aile konutunu terk edebilir veya birlikte yaşamaya devam edebilirsiniz – bu tamamen durumunuza bağlıdır. Hukuken, boşanma sürecinde eve kimin devam edeceği konusunda mahkemeden tedbir kararı istenebilir.
Genellikle, eğer çocuklar varsa, mahkeme çocukların düzenini bozmamak adına evi çocukların kaldığı ebeveyne tahsis eder. Örneğin anne ve çocuklar evde kalmaya devam eder, baba evden ayrılır (ya da tam tersi, koşullara göre). Bu, tedbiren alınan bir karardır ve dava bitene kadar geçerlidir.
Eğer böyle bir talep yoksa veya taraflar anlaşmazlık çıkarmıyorsa, yasal olarak kimseyi evden zorla çıkaran bir kural yoktur. Eşler isterlerse dava süresince aynı evde yaşamaya devam edebilirler (pratikte zordur ama mümkündür). Ancak fiilen çoğu zaman, boşanma davası açılınca duygusal nedenle bir taraf evi terk eder.
Sonuç olarak, “evde kim kalır” sorusu ya eşlerin kendi aralarında uzlaşmasıyla çözülür ya da mahkeme kararıyla belirlenir. Mahkeme kararı için dilekçe ile talepte bulunmanız gerekir. Genelde çocukların kaldığı taraf evde bırakılır, diğer eş için de gerekiyorsa uzaklaştırma kararı alınabilir. Boşanma kesinleştikten sonra ise aile konutu şerhi kalkar; mülkiyet kime aitse ev onun kullanımına bırakılır (mal paylaşımıyla da ilgili bir konu).
Boşanmadan önce evden ayrılmak suç mu?
Cevap: Hayır, eşinizden boşanmak istemeniz ve dava açmadan önce evi terk etmeniz ceza hukuku anlamında bir suç değildir. Ancak medeni hukuk açısından bazı sonuçları olabilir:
Eğer ortada daha dava açılmamışken bir eş haklı bir sebep olmadan evi terk ederse ve 6 ay boyunca geri dönmezse, bu durum diğer eşe “terk nedeniyle boşanma davası” açma hakkı verir. Yani kanunen evlilik devam ederken sorumluluklarınızı yerine getirmeden evi terk etmek bir boşanma sebebidir (terk, yukarıda özel sebepler arasında açıklandı). Bu bağlamda, evden ayrılmak kusur olarak değerlendirilebilir, özellikle hiçbir geçerli neden olmadan terk ettiyseniz.
Ama eğer eşinizin şiddeti, kötü muamelesi gibi haklı bir sebebe dayanarak evi terk ediyorsanız bu kusur sayılmaz; can güvenliği veya sağlığınız için evden uzaklaşmanız anlaşılır bir durumdur. Bu halde terk eden değil, terk etmeye yol açan eş kusurlu kabul edilir.
Özetle: Boşanma arefesinde evi terk etmek yasal bir suç değil, ancak boşanma davasında aleyhinize yorumlanabilecek bir davranış olabilir. Boşanmayı düşünüyorsanız ve birlikte yaşamak artık mümkün değilse, dava açmadan evi terk etmeniz “fiili ayrılık” oluşturur ama bu kendi başına cezai yaptırım getirmez. Yine de boşanma davasını geciktirmemek gerekir; çok uzun süre ayrı kalıp dava açmazsanız, bu durumu eşinizi affettiğiniz şeklinde yorumlayan içtihatlar da vardır. En doğrusu, evden ayrılıp hemen boşanma davasını başlatmaktır.
Eşime boşanma davası açmak istiyorum, ne yapmalıyım?
Cevap: Eşinize karşı boşanma davası açmak istiyorsanız önce boşanma kararınızı netleştirmelisiniz. Ardından yapacaklarınız:
- Delil Toplayın: Boşanma sebebinizi ve eşinizin kusurlarını kanıtlayacak elinizde ne varsa hazır edin. Örneğin fiziksel şiddet varsa doktora gidip rapor alın, polise başvurun. Aldatma varsa mesaj kayıtlarını, fotoğrafları saklayın. Maddi harcamalar, kumar vs. varsa bunlara dair belgeler edinin. Boşanma davasında en önemli kozunuz delilleriniz olacaktır.
- Plan Yapın: Eşinize boşanmak istediğinizi önceden söyleyip söylememek size kalmış. Eğer eşinizin şiddet uygulama ihtimali varsa veya duyunca öfkeyle mal kaçırma gibi hamleler yapacaksa, ona söylemeden doğrudan dava açmak daha güvenli olabilir. Bazen beklenmedik anda gelen tebligat, karşı tarafı şoke edebilir ama kendinizi güvende tutmak önceliklidir. Eğer aranız medeni bir şekilde konuşmaya uygunsa, boşanma isteğinizi paylaşıp mümkünse anlaşmalı boşanmaya ikna etmeye çalışabilirsiniz. Uzlaşma ihtimali yoksa tartışmaya girmeyin, yasal yoldan hakkınızı arayacağınızı bilsin yeter.
- Dava Dilekçenizi Yazın veya Avukata Danışın: Bir avukatla görüşmeniz çok faydalı olacaktır. Durumunuzu anlatıp onun yönlendirmesiyle dava açmak en güvenilir yol. Avukat tutmayacaksanız da en azından bir danışmanlık almanız yararınıza. Dilekçenizde hangi hususların altını çizmeniz gerektiğini öğreneceksiniz. Dilekçeyi yazarken eşinizin kusurlu davranışlarını kronolojik ve net biçimde anlatın, fazla duygusallığa kapılmadan olgulara dayanın.
- Güvenliğinizi Sağlayın: Eğer boşanma talebinizi eşiniz hoş karşılamayacak biriyse, dava açmadan önce güvenlik tedbirleri alın. Yakınlarınıza durumdan bahsedin, gerekiyorsa 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma kararı isteyin (uzaklaştırma vb.). Boşanma davası açmak bazen karşı tarafta öfke patlamasına yol açabiliyor, özellikle fiziksel zarar riski varsa dikkatli olun.
- Mali Durumunuzu Koruyun: Boşanma sürecine girmeden önce ortak hesaplarınızı, mal varlıklarınızı gözden geçirin. Eşinizin mal kaçırma ihtimali varsa bunu önlemek için dava dilekçenizde ihtiyati tedbir isteyin. Örneğin, “ortak mülkümüz olan evi satmasın, hisselerini devretmesin” diye tedbir kararı aldırabilirsiniz. Arabanız, ziynet eşyalarınız gibi değerli şeylerin güvende olduğundan emin olun.
- Sonrası için Planlama: Boşanma davası sonunda maddi olarak ayakta kalabilmek için nafaka talebiniz olacaksa bunu hazırlayın (gelir-gider tablonuzu yapın, ne kadara ihtiyacınız var hesaplayın). Çocuklarınız varsa, boşanmadan sonra düzenlerini nasıl sağlayacağınızı düşünün (okul, bakım vs.). Yani bir anlamda boşanma sonrası hayatınıza dair bir plan yapmak, davayı açarken ne isteyeceğinizi de belirlemenizi kolaylaştırır.
Unutmayın, boşanma davası açmak bir haktır; eşinize karşı böyle bir davayı istediğiniz zaman açabilirsiniz. Önemli olan, kendinizi ve haklarınızı koruyacak adımları doğru atmak ve mümkünse dostane bir şekilde ayrılmanın yollarını aramaktır. Ancak her durumda, mahkeme süreci başladığında sakin ve kararlı olmak, yasal süreci takip etmek gerekir.
Taraflar boşanma davasına katılmak zorunda mıdır?
Cevap: Anlaşmalı boşanma davalarında evet, taraflar en azından bir kere duruşmaya katılmak zorundadır. Çünkü kanun, hakimin her iki eşi de bizzat dinleyerek iradelerinin gerçekten özgürce açıklandığını tespit etmesini şart koşar. Anlaşmalı boşanmada eşler duruşmada hakim karşısında protokolü kabul ettiklerini sözlü olarak belirtmelidir. Bu nedenle anlaşmalı boşanmada avukatınız olsa bile sizin duruşmada bulunmanız gerekir (her iki eş de).
Çekişmeli boşanma davalarında ise tarafların duruşmalara bizzat katılması zorunlu değildir. Taraflar isterlerse duruşmalara avukatları aracılığıyla katılmayabilirler. Avukatınız sizin adınıza tüm işlemleri yapabilir. Hatta birçok çekişmeli davada eşler duruşmalarda hiç yüz yüze gelmez, avukatlar süreci yönetir. Ancak bazı durumlarda hakim tarafları bizzat dinlemek isteyebilir (özellikle velayet gibi konularda hakimin kafasında soru işareti varsa, ya da iddialarla ilgili tarafların ifadesini almak gerekebilir). Bu durumda mahkeme davet ederse gitmek iyi olur; gelmezseniz belki ifadeniz olmadan karar verir veya sizi dinlemekten vazgeçebilir.
Tanık olarak çağrılmadığınız sürece, çekişmeli davada duruşmaya girmeme hakkınız var diyebiliriz. Tabi duruşmaya katılmayan tarafın yokluğunda da işlemler yapılır, aleyhine karar da verilebilir – o yüzden avukatınız yoksa mutlaka duruşmalara gidin.
Özetle: Anlaşmalı boşanmada taraflar duruşmaya katılmalı; çekişmeli boşanmada katılım zorunlu değil ama hak kaybı yaşamamak için ya kendiniz ya avukatınız mutlaka davayı takip etmelidir.
Boşanma davası açma süresi ne kadar?
Cevap: Boşanma davası açmak için genel olarak bir zaman aşımı veya hak düşürücü süre yoktur. Yani evlilik devam ettiği sürece, istediğiniz zaman boşanma davası açabilirsiniz. Örneğin evliliğiniz 20 yıl sürmüş olsun, 20. yılın sonunda da dava açabilirsiniz, hukuken engel yok.
Ancak bazı özel boşanma sebepleri için kanun belirli süreler koymuştur:
- Zina veya hayata kast gibi sebepleri öğrendiğinizde 6 ay içinde dava açmanız gerekir (her halde olayın üzerinden 5 yıl geçince dava hakkı düşer).
- Aynı şekilde onur kırıcı davranış, kötü muamele gibi sebeplerde de 6 ay ve 5 yıl kuralı geçerli.
Bu süreler kaçırılırsa o nedene dayalı boşanma talep edemezsiniz.
Bunun dışında şiddetli geçimsizlik sebebiyle (genel sebep) dava açmak için evliliğin herhangi bir anında adım atabilirsiniz, süre sınırı yoktur.
Affetme meselesi: Çok uzun süre boyunca sorunlara rağmen dava açmamış olmanız, yargı tarafından “eş aslında durumu affetmiş, sineye çekmiş” şeklinde yorumlanabilir. Örneğin eşiniz 3 yıl önce sizi aldattı, siz ses çıkarmadınız, evliliğe devam ettiniz; 3 yıl sonra o olayı gerekçe gösterip dava açarsanız, hakim “affedilmiş bir olay” diyerek davayı reddedebilir. O yüzden ciddi bir boşanma sebebini öğrendiğiniz halde fazla zaman geçirmeden dava açmak gerekir.
Özetle: Boşanma davası açmak için yasal bir süre kısıtı yok, ama bazı nedenler için 6 ay/5 yıl kuralı var. Onun dışında, sırf geç kalındı diye dava hakkınız kaybolmaz; sadece affetme konusu değerlendirilir. Karar verdiyseniz davanızı geciktirmemeniz en iyisi.
Boşanma davası açma şartları nelerdir?
Cevap: Boşanma davası açmak için gereken şartlar kısaca şunlardır:
- Geçerli bir boşanma sebebi olması: Evliliği bitirmek istemenizin hukuki bir dayanağı olmalı (zina, terk, şiddet, geçimsizlik vs. gibi). Hiçbir sebep yokken sırf canınız istedi diye hakim boşanmaya karar vermez. (Eşinizle anlaşmalı şekilde başvurursanız, o zaman “evlilik birliğinin sarsılması” genel sebebine dayanmış olursunuz, bu yeterlidir.)
- Evlilik bir yılını doldurmuşsa anlaşmalı boşanma imkanı: 1 yıl dolmamışsa ancak çekişmeli olarak (kusur sebebiyle) boşanma davası açılabilir.
- Karşı tarafın az da olsa kusuru: Kusursuz bir eşe karşı (onun rızası olmadan) boşanma davası açılamaz/ açılsa da reddedilir. Yani dava açabilmek için karşı tarafta bir kusur bulunması gerekir (tam kusurlu sizseniz davayı açamazsınız).
- Usulüne uygun dilekçe ve harç: Dava şartlarından sayılmasa da pratik bir şart, mahkemeye hitaben uygun formatta bir dilekçe yazıp ilgili harçları ödemeniz gerekiyor. Bu olmadan dava başlamış sayılmaz.
Özetle, çekişmeli boşanma için yasal bir sebep ve kusur, anlaşmalı boşanma için 1 yıl evlilik ve tam mutabakat şartı vardır. Her iki durumda da dilekçe ve prosedür doğru şekilde yapılmalıdır.
Boşanma davası açma masrafı ne kadar?
Cevap: Boşanma davası açma masrafı, yatırılacak mahkeme harçları ve gider avansı toplamıdır. 2025 yılı için bu tutar yaklaşık 2.132 TL civarındadır. Bunun içinde:
- Başvuru harcı (dava açma harcı),
- Peşin karar harcı (karar harcının peşin alınan kısmı),
- Gider avansı (tebligat, posta, keşif vs. masrafları için ön ödeme)
bulunur.
Bu rakam, sadece boşanma talebi ve normal süreç için geçerlidir. Dava dilekçenizde maddi-manevi tazminat, çocuklar için nafaka, ziynet eşyası alacağı, mal paylaşımı gibi ek talepler varsa, bunlar için ayrıca nispi harç hesaplanabilir. Mesela ziynet eşyası alacağı istiyorsanız, onun değerine göre binde 68,31 oranında harç alınır (bu yaklaşık %6,8’e denk gelir).
Dolayısıyla boşanma davasının masrafı, talep konularının kapsamına göre artabilir. Sadece boşanma+nafaka talepli bir dava ile hem boşanma hem 500 bin TL tazminat talepli bir davanın masrafı farklı olacaktır (ikinci daha yüksektir).
Eğer maddi durumunuz çok kötüyse, adli yardım talebinde bulunabilirsiniz; mahkeme kabul ederse harç yatırmadan dava açmanıza izin verilebilir (masraflar devlet tarafından karşılanır, sizden alınmaz). Bunun için fakirlik belgesi vs. sunmak gerekir.
Özetle, standart bir boşanma davasını kendiniz açacaksanız 2-3 bin TL civarında bir parayı başlangıç masrafı olarak ayırmalısınız. Avukat tutacaksanız onun ücretini ayrıca düşünmelisiniz.
Boşanma davası açmak için neler gerekir?
Cevap: Boşanma davası açmak için fiilen şunlar gerekir:
- Yetkili Aile Mahkemesine yazılmış bir boşanma dilekçesi,
- Kimlik kartınız (T.C. numaranız),
- Evlilik cüzdanı bilgileri (genelde dilekçede evlilik tarihi ve yerini yazmanız yeterli, evlilik cüzdanı fotokopisi şart değil ama bazen eklenebilir),
- Gerekli harç parası (başvuru için vezneye yatıracağınız tutar),
- Vekaletname (avukatla açıyorsanız; noterden alınmış),
- Delil ve protokol gibi ekler (çekişmelide delil listesi, anlaşmalıda protokol, varsa geçici velayet/nafaka talepleri için belgeler).
Yani temel olarak dava dilekçesi ve kimlik gerekiyor diyebiliriz. Adliyeye giderken kimliğiniz yanınızda olsun, dilekçeniz hazır olsun yeter. Tevzi bürosunda zaten sizden kimlik bilgilerinizi alacaklar, eşinizin T.C. kimlik numarasını da bilseniz iyi olur (tebligat için).
Dava dilekçesini yazarken mutlaka talep sonucunda boşanmayı istediğinizi belirtin ve ilgili harçları ödeme kapasiteniz olsun. Başka özel bir belge (örn. ikametgah belgesi vs.) genelde istenmez; zaten nüfus kayıtları sistemde görülebiliyor.
(Detaylar yukarıda “Boşanma için Gerekli Evraklar Nelerdir?” kısmında listelenmiştir.)
Boşanma davası açmak için gerekli evraklar nelerdir?
Cevap: Bu soru bir öncekiyle benzer. Tekrar belirtelim:
- Boşanma dava dilekçesi (asıl belge),
- Nüfus cüzdanı fotokopisi (veya yeni kimlik kartı fotokopisi),
- Noter vekaletnamesi (avukat varsa, onun sunması gerek),
- Delil ve belge örnekleri (çekişmeli davada iddialarınızı destekleyen raporlar, fotoğraflar, mesajlar vs. eklenebilir),
- Anlaşmalı boşanmada protokol (iki tarafın imzaladığı),
- Harç makbuzu (dava açarken vezneden aldığınız ödeme dekontu).
Adliyede tevzi bürosuna başvurup harcı yatırdığınızda, makbuz dosyaya işleniyor ama siz de bir suretini saklayın. Evrak olarak bunlar yeterli. Bazı durumlarda mahkeme nüfus kayıt örneği gibi bir belgeyi kendisi UYAP sistemi üzerinden alıyor, sizin getirmenize gerek kalmıyor. Yine de dilekçeyle birlikte nüfus kayıt örneğinizi eklemeniz işinizi hızlandırabilir (e-devlet’ten alınan vukuatlı nüfus kayıt örneği eklenebilir).
(Bakınız: “Boşanma için Gerekli Evraklar” başlığında gerekli belgeler listelenmiştir.)
Boşanma davası açma aşamaları nelerdir?
Cevap: Boşanma davası açmanın aşamaları kısaca:
- Hazırlık Aşaması: Boşanma kararı verilir, dilekçe yazılır, deliller toplanır, protokol hazırlanır (anlaşmalıysa).
- Dava Açılması: Dilekçenin mahkemeye sunulması ve harçların yatırılmasıyla dava açılır.
- Dilekçelerin Tebliği: (Çekişmeliyse) Karşı tarafa dilekçe gider, o cevap verir, size gelir, siz cevaba cevap verirsiniz, o tekrar ikinci cevap verir. Bu yazışmalar tamamlanır.
- Ön İnceleme: Mahkeme ilk duruşmada tarafları dinleyip eksikleri tamamlatır, anlaşılan/anlaşılmayan konuları belirler.
- Tahkikat: Delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi, raporların alınması gibi esasa ilişkin araştırmalar yapılır. Gerekirse birden fazla duruşma yapılır.
- Sözlü Yargılama: Çekişmeli davalarda tahkikat bitince taraflara son sözleri sorulur (çoğu zaman son tahkikat duruşması ile birleşir).
- Hüküm: Mahkeme kararını verir (boşanma veya ret). Kısa karar duruşmada açıklanır.
- Gerekçeli Karar Yazımı: Hakim kararın gerekçesini yazar, bu taraflara tebliğ edilir.
- İstinaf/Temyiz: Taraflar kararı bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a götürebilir ya da bu haklarından vazgeçerler.
- Kesinleşme: Temyiz süresi dolup karar kesinleşince süreç biter, kesinleşme şerhi alınır.
Yani dava açma süreci, sadece dilekçe vermekle sınırlı değil, yargılama sürecinin başlamasıyla devam eden birçok aşaması var. Soru muhtemelen genel olarak öğrenilmek istediği için, diyebiliriz ki:
“Dava dilekçesinin verilmesiyle başlar, dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat ve hüküm aşamalarından geçerek, kararın kesinleşmesiyle sona erer.”
Boşanma davası açma süreci nasıl işler?
Cevap: Boşanma davası açma süreci, dava dilekçesinin mahkemeye sunulmasıyla işlemeye başlar. Özet bir akış:
- Dilekçenizi verip davayı açarsınız.
- Mahkeme dilekçeyi karşı tarafa tebliğ eder.
- Karşı taraf cevap dilekçesi sunar (sunmasa da olur, cevap vermeme hakkı var).
- (Çekişmeliyse) Siz bu cevaba karşı cevap dilekçesi (replik) yazabilirsiniz.
- (Genelde) Karşı taraf son olarak ikinci cevap (düplik) verebilir.
- Sonra ön inceleme duruşması yapılır; burada eksikler giderilir, sulh imkanı yoklanır (genelde boşanmada sulh olmuyor denip geçilir).
- Tahkikat duruşmaları başlar; bu aşamada tanıklar tek tek dinlenir, deliller incelenir. Boşanma sebebine göre mahkeme belki bilirkişi (psikolog, pedagog) atar, sosyal hizmet raporu aldırır (çocuk varsa).
- Son duruşmada hakim kararını açıklar.
- Karar yazılır, tebliğ edilir.
- Taraflar itiraz etmezse belli süre sonra kesinleşir.
- Bu süreçte anlaşmalıysa birçok adım (cevaplar vs.) atlanır; tek duruşmayla bitirilir.
Yani açma süreci, aslında tüm dava sürecini kapsıyor. Kısaca: Dilekçeyi ver, harcı öde, tebligat gelsin, duruşmalara gir, karar çıksın, kesinleşsin.
Boşanma davası açmak için avukat şart mı?
Cevap: Hayır, avukat tutmak şart değil. Boşanma davalarında taraflar kendilerini temsil edebilirler; buna “şahsen dava açma” hakkı denir. Ancak avukat olmadan davayı yürütmek, hukuki prosedürleri bilmeyi gerektirdiği için riskli olabilir. Kanunları, emsal kararları bilmek, dilekçeleri doğru yazmak ve süreleri kaçırmamak gerekiyor.
Kendi davanızı açacaksanız, HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) usul kurallarına hakim olmanız, TMK (Türk Medeni Kanunu) boşanma hükümlerini iyi okumanız tavsiye edilir. Örneğin hangi durum ne kadar nafaka doğurur, tazminat şartları neler, bunları bilmek davanızı güçlendirir.
Eğer karşı taraf avukat tutmuşsa, sizin avukatsız olmanız ayrıca dezavantaj olabilir; çünkü karşı tarafın avukatı usul oyunlarını, itiraz yollarını kullanarak sizi zorlayabilir.
Kısacası, kanunen avukat şart değil ama pratikte boşanma davalarında avukat çok önemli. Anlaşmalı boşanmalarda bile protokol hatası yaparsanız sonra tekrar uğraşmak zorunda kalırsınız.
Eğer gerçekten avukat tutamayacak durumdaysanız, bulunduğunuz ildeki baronun adli yardım bürosuna başvurup ücretsiz avukat talep edebilirsiniz (maddi durum belgesiyle). Bu da bir seçenektir.
E-Devlet üzerinden boşanma davası nasıl açılabilir?
Cevap: Teknoloji sayesinde artık bazı davaları e-Devlet / UYAP üzerinden online açmak mümkündür. Boşanma davası da UYAP sistemi üzerinden açılabilir. Bunun için:
- Öncelikle bir elektronik imza (e-imza) veya mobil imza sahibi olmanız gerekir. E-devlet şifresi tek başına dava açmaya yetmez; güvenli elektronik imza şarttır.
- Adalet Bakanlığı’nın internet sitesinden UYAP Vatandaş Portala girmeniz gerekiyor. (E-Devlet üzerinden de UYAP’a geçiş yapabilirsiniz.)
- Boşanma dilekçenizi bir UYAP uyumlu doküman editöründe hazırlamalısınız. Adalet Bakanlığı, dilekçe hazırlamak için UYAP Editör isimli bir program sunuyor (UDF formatını destekliyor). Bu editörü kullanarak dilekçenizi yazıp kaydedin.
- UYAP portalda “Yeni dava açma” adımlarını izleyip mahkeme ve dava türü bilgilerini seçiyorsunuz (Aile Hukuku > Boşanma vs. gibi).
- Hazırladığınız dilekçe dosyasını sisteme yükleyip gerekli alanları dolduruyorsunuz (taraf bilgileri, adresler vs.).
- Sistem sizden harç ödeme adımına yönlendirecektir. Anlaşmalı boşanma ise harcı ona göre, çekişmeli ise ona göre hesaplar. Ödeme, UYAP üzerinden anlaşmalı banka (genelde VakıfBank) aracılığıyla online yapılabiliyor. Kredi kartıyla veya internet bankacılığıyla harcı yatırabilirsiniz.
- E-imzanızla dilekçenizi imzalayıp gönderiyorsunuz. Bu aşamadan sonra dava açılmış oluyor; UYAP size bir dosya numarası veriyor.
- Tebligatlar ve işlemler yine UYAP üzerinden size ulaşıyor, ayrıca karşı tarafa fiziksel tebligat gidiyor.
Yani fiziksel olarak adliyeye gitmeden de e-devlet kapısından boşanma davası açılabilir. Ancak teknik detaylara dikkat etmek gerekir; dilekçenizin formatı uygun olmalı, ekleri doğru yüklemelisiniz. Yine de çoğu insan için bir avukat yardımı olmadan UYAP’tan dava açmak zor olabilir. Ama kesinlikle mümkündür ve birçok avukat da davaları artık UYAP’tan açmaktadır.
(Özet: E-devlet ile UYAP Vatandaş Portal’a gir, dilekçeyi yükle, e-imza ile imzala, harcı online öde, dava açılmış olur.)
Boşanma davası açmada erkeğin hakları nelerdir?
Cevap: Boşanma davası açma konusunda erkek ve kadın eşit haklara sahiptir. Yani davayı ilk kimin açacağı veya hakların farklı olması gibi bir durum yoktur, cinsiyet farkı yoktur. Kanun önünde kadın da erkek de boşanma talep edebilir, aynı süreç işler.
Toplumda bazen “kadınlar daha avantajlı” gibi bir algı olsa da, kanunen erkeğin de hakları korunur. Örneğin:
- Şiddet görüyorsa korunma hakkı: Erkek eş de aile içi şiddete maruz kalabilir (nadir de olsa). Bu durumda 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma tedbiri aldırma hakkı vardır (eşine uzaklaştırma kararı vs.).
- Nafaka alabilir: Yine nadir bir durum ama, eğer boşanma sonrası koca yoksulluğa düşecek durumda ise ve kadın eş maddi olarak çok daha iyi durumdaysa, erkek de yoksulluk nafakası talep edebilir. Kanun nafaka talebini cinsiyete göre ayırmaz, “daha az kusurlu olup yoksulluğa düşecek eş” der. Genelde kadınlar talep eder çünkü ekonomik olarak zayıf kalan taraf çoğunlukla kadın oluyor; ama erkeğin de nafaka hakkı teorik olarak vardır.
- Velayet hakkı: Boşanma durumunda çocukların velayeti konusunda bir cinsiyet ayrımı yapılmaz; önemli olan çocuğun üstün menfaatidir. Toplumda çoğunlukla küçük çocuklar anneye verilir gibi bir eğilim olsa da, eğer baba çocuğun yararı için daha uygun bir ortam sunuyorsa mahkeme babaya velayet verebilir. Özellikle baba, çocuğa daha iyi bakacak durumda olduğunu ispat ederse (anne ilgisiz veya kötü alışkanlıkları varsa mesela), babanın velayet hakkı doğabilir.
- Maddi-manevi tazminat: Kusurlu olan tarafa tazminat ödetilmesi hususunda erkek veya kadın ayrımı yoktur. Boşanmada kusursuz veya az kusurlu taraf erkek ise, kadından maddi ve manevi tazminat talep edebilir ve mahkeme uygun görürse kadının tazminat ödemesine karar verebilir.
- Mal paylaşımı: Mal rejimi konusunda erkek de kadının kazandığı mallarda pay sahibidir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde (2002 sonrası evlilikler için geçerli) her iki taraf da diğerinin edindiği malların yarısına hak kazanır. Yani boşanmada erkek de “kadının üzerine kayıtlı malların yarı değerini” talep edebilir (tıpkı kadın da kocanın mallarının yarısını talep edebildiği gibi).
Özetle, kanunlar önünde erkek de hakkını arayabilir, mağdur durumda ise lehine hüküm verilebilir. Boşanma davalarında karar verilirken erkek veya kadın olmak değil, kusur durumu ve çocukların menfaati esas alınır.
Boşanma davası açmada kadının hakları nelerdir?
Cevap: Kadınlar, boşanma davası sürecinde genellikle ekonomik ve sosyal açıdan daha hassas konumda olabildiklerinden, kanun onlara bazı özel korumalar getirmiştir (erkekler de yararlanabiliyor ama pratikte kadınlar için önem taşıyor):
- 6284 Sayılı Kanun Kapsamında Koruma: Eğer kocanın şiddeti, tehditleri veya baskısı söz konusuysa, kadın eş şiddet önleme kanunu kapsamında koruma talep edebilir. Bu sayede mahkeme kocayı evden uzaklaştırabilir, kadına ve çocuklara yaklaşmasını yasaklayabilir, iletişimini engelleyebilir. Gerekirse kolluk kuvvetleri kadını koruma altına alır. Bu hak erkek için de var ama uygulamada daha çok kadınlar başvuruyor.
- Tedbir Nafakası: Boşanma davası açıldığında kadın çalışmıyor ve geliri yoksa, dava süresince geçimini sağlamak için hemen tedbir nafakası talep edebilir. Mahkeme, kocanın maddi durumuna göre kadına aylık bir nafaka bağlayabilir ve dava sonuçlanana kadar bu nafaka ödenir. Çocuklar varsa onlar için de iştirak nafakası tedbiren bağlanır.
- Çocukların Velayeti: Yasal olarak anne ve baba eşit hakka sahip olsa da, özellikle küçük yaşta çocukların velayeti çoğunlukla anneye verilir (eğer anne bakımını layıkıyla yapabilecek durumdaysa). Bu, kanunda yazan bir kural değil ama yargı pratiğinde böyledir. Anne, çocuğun bakımında öncelikli kabul edilir çünkü toplumda anne bakımının önemi vurgulanır. Elbette anne uygun değilse baba da alabilir. Ancak genel olarak kadınlar velayet konusunda daha avantajlı konumdadır diyebiliriz.
- Yoksulluk Nafakası: Boşanma sonrası eğer kadın çalışmıyor veya gelir getirecek durumda değilse, kocasından yoksulluk nafakası talep edebilir. Mahkeme, kadının yaşam standardının çok düşmemesi ve mağdur olmaması için süresiz veya belirli süreli nafaka ödenmesine karar verebilir. Bu nafaka, kadın yeniden evlenene veya taraflardan biri ölünceye kadar devam edebilir (veya kadının ekonomik durumu düzelirse kaldırılabilir).
- Maddi & Manevi Tazminat: Kadın eş, eğer kocası daha kusurlu ise ve boşanma yüzünden maddi kayba uğruyorsa maddi tazminat, manevi olarak incinmişse manevi tazminat talep edebilir. Örneğin aldatılan, şiddet gören kadına mahkeme manevi tazminat verebilir.
- Mal Rejimi Hakları: Kadın evlilik süresince ev hanımı olarak çalışmamış olsa bile, edinilen mallarda yarı hakka sahiptir (2002 sonrası evliliklerde). Yani koca çalışıp para kazanmış, eve ev, araba almışsa; boşanmada kadın bunların değeri üzerinde hak talep edebilir. Bu da kadının ekonomik güvence haklarındandır.
- Boşanma Sonrası Soyadı: Kadın boşanınca kocasının soyadını kullanmaya devam etmek isteyebilir (örneğin mesleki kariyeri o soyad ile gelişmiştir). Kanunen, boşanmış kadın bekarlık soyadına döner; ancak kadın talep ederse ve kocanın buna bir itirazı yoksa (ya da haklı bir itirazı yok diyelim) mahkeme kadının eski koca soyadını kullanmasına izin verebilir. Bu genelde koca rıza verirse oluyor.
Özetlemek gerekirse, kadınların boşanma sürecinde nafaka, velayet, koruma tedbirleri, mal paylaşımı gibi konularda yasal hakları vardır ve Türk hukuk sistemi genellikle boşanma sonrası ekonomik olarak zayıf kalacak kadını korumayı amaçlar. Ancak tüm bu haklardan yararlanmak için kadınların da dava sürecini dikkatle yürütmesi ve talep etmesi gerekir; hakim kendiliğinden nafaka bağlamaz, talep edilmelidir.
Bu rehberde boşanma davası açma ile ilgili en önemli noktaları ve sık sorulan soruları yanıtladık. Boşanma süreci her çiftin özel durumlarına göre şekillenebileceği için, burada verilen bilgiler genel bir çerçeve sunmaktadır. Kendi davanızla ilgili tereddüt ettiğiniz konularda bir hukuk uzmanına danışmaktan çekinmeyin. Unutmayın, doğru adımları atmak hem sürecinizi kısaltır hem de haklarınızı korur.
Evliliğin sona ermesi kolay bir karar değildir; süreci mümkün olduğunca hukuka uygun ve saygı çerçevesinde yürütmeye özen gösterin. Böylece her iki taraf için de daha az yıpratıcı olacaktır.
Umarız bu rehber faydalı olmuştur. Yeni bir başlangıç yaparken, geleceğinizin huzurlu ve mutlu olmasını dileriz.